3 Ekim 2011 Pazartesi

Test Merkezi

Motorola DEFY
Motorola fotoğraf, video ve Web sayfalarını uçtan uca görüntüleyen 3,7 inçlik yüksek çözünürlüklü dokunmatik ekran ve gelişkin Web’de gezinme yetenekleriyle donatılmış ince ve cebe uygun Motorola DEFY modelini Turkcell satış kanalları üzerinden geçtiğimiz günlerde piyasaya sundu.

Kutu içeriği
- Motorola DEFY Akıllı Telefon
- Güç adaptörü
- Mikrofonlu kulaklık seti
- Şarj adaptörü ve USB bağlantı kablosu
- 1.540 mAh pil
- 2GB microSD bellek kartı
- Kullanım kılavuzu

Teknik özellikler
- (107 x 59 x 13,2) mm ebatlarında, 120 gram ağırlık
- WCDMA (900/2100) MHz, GSM (850/900/1800/1900) MHz şebeke desteği
- 3,7 inç WVGA, (854 x 480) piksel çözünürlükte çoklu dokunmatik ekran
- 512 MB dahili bellek, 32 GB’ye kadar Micro SD bellek desteği
- 3,5 mm kulaklık girişi, USB 2.0 HS, Wi-Fi, NGP desteği
- FM Radio alıcı, (AAC, AAC+, AAC+ Enhanced, AMR NB, MP3, WMAv9) müzik biçimi desteği
- 5 megapiksel, LED flaş
- Android 2.2 işletim sistemi
- GPS/aGPS konumlandırma servis desteği
- Android HTML WebKit ile Adobe Flash Lite 3

Genel özellikler
Motorola fotoğraf, video ve Web sayfalarını uçtan uca görüntüleyen 3,7 inçlik yüksek çözünürlüklü dokunmatik ekran ve gelişkin Web’de gezinme yetenekleriyle donatılmış ince ve cebe uygun Motorola DEFY modelini Turkcell satış kanalları üzerinden geçtiğimiz günlerde piyasaya sundu. Hemen teste aldığımız Motorola’nın son akıllısı artık alışıla geldiğimiz tablet telefon görüntüsünde. Tasarımda dikkatinizi çekecek ilk husus ise kuşkusuz üst kısımdaki 3,5 mm kulaklık girişindeki ve sol yan kısımda bulunan USB girişindeki sibop niteliğindeki kapaklar. Aynı durum, arka kapaktaki sürgülü açma kilidi için de dikkat çekici. Bunların bir araya geldiği ortamda diyoruz ki, Motorola DEFY suya, toza karşı dayanıklı bir akıllı telefondur. Toza ve suya dayanıklı olarak tasarlanan DEFY, aniden başlayan yağmur, telefona dökülen meşrubat veya kuma düşürme gibi hayatın karşımıza çıkaracağı minik güçlüklere meydan okuyacak şekilde tasarlanmış. DEFY’nin geniş ve sağlam ekranı çiziklere karşı da dayanıklı. Tabi sibopları tamamen kapalı olduğu durumlarda.
DEFY’nin farklı özellikleri sadece tasarımla sınırlı değil. Telefonda bulunan CrystalTalk PLUS özelliği, iki ayrı mikrofonu sayesinde arayan kişinin sesini yükseltmenin yanı sıra, görüşmenin yapıldığı ortamdaki arka plan gürültülerini filtreleyerek daha kaliteli ve bağırmak zorunda kalmadan görüşme yapma olanağı sunuyor.

Çoğul ortam, bağlantı ve hafıza özellikleri
Motorola DEFY Android 2.2 işletim sistemi ile birlikte geliyor. Bu da cihazın hem çoğul ortam hem de bağlantı özelliklerinin oldukça gelişmiş olmasının bir ispatı gibi. DEFY’nin 3,7 inçlik dokunmatik oldukça iyi bir çözünürlük ve keskinliğe sahip. Sadece çok üst düzey ve pahalı telefonlarda yakalayabileceğiniz görüntü kalitesine DEFY ile kolaylıkla ulaşabiliyorsunuz. Bu canlı ve parlak ekranda 5 milyon piksellik kamera ile çektiğiniz fotoğraflar da bir hayli iyi gözüküyor, tabi bunda DEFY’nin kaliteli kamerası ve karanlık ortamlarda kullanabileceğiniz LED flaşı da rol oynuyor.
Telefonun her yanı izole edilmiş olmasına rağmen oldukça iyi bir ses çıkış gücüne sahip; bu ses gücü telefonla birlikte gelen mikronlu kulaklık setinden de bir hayli iyi şekilde anlaşılabiliyor. Bilindik her türlü ses biçimi çalabilen ve kayıt yapabilen telefonun FM radyosunun olması da ayrıca bir avantaj.
3.Nesil (3N) ve Wi-Fi desteği sunan DEFY, DLNA ve 3N ağ paylaşımı için özel uygulamalar da sunmuş. Bu da kuşkusuz müşteri memnuniyeti sağlayacaktır. Telefon Net kapısı uygulaması ile kablosuz ağ üzerinden diğer destekli tüm cihazlara görüntü ve müzik aktarımı da başarıyla gerçekleştirilebiliyor. Motorola DEFY’de bulunan içeriği HDTV, oyun konsolu ve bilgisayar gibi uyumlu cihazlarda izlemek, depolamak ve paylaşmak mümkün. Sosyal ağ uygulamalarının da sistemle beraber sunulduğu DEFY’de, e-posta ve anlık mesajlaşma platformu da kusursuz şekilde çalışıyor. Medya oynatıcısı müzik tutkunlarına tam ekran şarkı sözü desteğinin yanı sıra; diledikleri şarkıları keşfetme, satın alma ve yükleme olanağı sunarken, Motorola DEFY kullanıcıları Google Search, Google Maps ve Gmail gibi çok sayıda Google hizmetine ve Android Market üzerindeki 100 binden fazla uygulamaya erişebiliyor.
512 MB’lik telefon hafızası bulunan DEFY 2GB’lik bir microSD hafıza kartı ile birlikte geliyor, ancak siz bu kapasiteyi istediğiniz takdirde 32 GB’ye kadar yükseltme imkanına sahipsiniz.
Motorola DEFY, 1.540 mAh’lik bir pil ile geliyor. Tam şarjı gerçekleştirdikten sonra size Wi-Fi ve EDGE üzerinden bağlı olma şartıyla neredeyse 2 tam günü çıkarabilecek bir hayatta kalma süresi sunuyor. Ancak 3N şebekesi açık olarak kullanıldığında bu süre 1 güne düşüyor.

Sonuç olarak; Motorola DEFY, uygun boyutu, zengin özellikleri, suya, toza ve şoka dayanıklı kasa yapısı ve Android işletim sistemi ile fiyat/performansa bakıldığında olumlu bir görünüm sunuyor. Ülkemizde Turkcell ile birlikte satışa çıkan DEFY düzenlenen kampanya süresince Turkcell satış kanallarından 24 aylık kontratla tüm vergiler dahil ayda 45 TL’ye, 12 aylık kontratla ise ayda 76 TL’ye satın alınabiliyor. Turkcell’in kampanyasında cihazın yanı sıra aylık 250 MB İnternet paketi de dahil. Dileyen tüketiciler belirtilen taksitlere ayda 10 TL ek ücret ödeyerek 1 GB İnternet Paketi’ne veya 19 TL ek ücretle 4 GB İnternet Paketi’ne sahip olabiliyor. Eğer bütçenize uygun olduğunu düşünüyorsanız, telefonu önce denemenizi, sonra da satın almanızı tavsiye ederim.

ASUS Eee Slider tablet bilgisayar
Yaklaşık 3 yıl önce Netbook furyasını başlatan ASUS, anlaşılan o ki, bir benzerini tablet bilgisayarlarda da gerçekleştirmenin peşinde. Geçen sayımızda incelediğimiz ASUS Transformer oldukça beğenimizi kazanmıştı ama, Slider gerek tasarımı gerekse teknik özellikleriyle Android tabletler içinde oldukça önemli bir yer bulacağa benziyor.

Kutu içeriği

  • ASUS Eee Slider tablet bilgisayar
  • Şarj ve veri bağlantı kabloları
  • Kullanım kılavuzu

Teknik Özellikleri
- (271 x 176 x 13) mm ebatlarında, 886 gram ağırlık
- 10,1 inç, (1280 x 800) piksel çözünürlükte dokunmatik ekran
- Nvidia Tegra2 (Çift Cortex A9) işlemci
- Android 3.1 işletim sistemi (3.2’ye yükseltilebilir)
- 1GB RAM Bellek
- QWERTY Klavye
- Mini HDMI, 3,5 mm kulaklık çıkışı
- Micro SD kart yuvası, mini-USB 2.0 girişi
- 802.11 b/g/n, Bluetooth 2.1 kablosuz arayüz
- Kablosuz WAN-Geniş Alan ağı
- 5MP otomatik odaklamalı kamera ve 1,2MP Web kamera
- Stero hoparlörler

Genel özellikler
Slider, Transformer gibi QWERTY klavye ile beraber geliyor. ASUS Slider’ın farkı ise, çıkartılabilir yerine kızaklı bir klavyenin tasarımla birlikte sunulması. Böylece Slider’ı Android işletim sistemli bir Netbook gibi kullanma şansına da sahipsiniz. Oldukça şık bir tasarıma sahip olan Slider ile yazı yazmak ya da bilgisayarı kontrol etmek büyük avantaj sağlıyor. Daha satışa çıkmadan tasarımı ile 2011 Uluslararası Mükemmel Tasarım Ödülü (International Design Excellence Awards 2011) kazanan Eee Pad Slider, inci beyazı ve metalik kahverengi renk alternatifleri, kayarak açılan klavyesinin yanı sıra yeni Google Android 3.1 işletim sistemi (Android 3.2 yükseltilebilir ) ve güçlü çoğul ortam özellikleri ile sunuluyor.
Aynı Transformer’da olduğu gibi 178 derecelik görüş açısına sahip IPS ekranı, kullanıcılara zengin bir görsel deneyim sağlarken, USB yuvası, Micro SD kart okuyucu ve mini-HDMI girişi ile de zengin bağlantı olanakları sunuyor. Klavye kullanımı ile de e-posta ve blog-Net günlüğü yazı gönderilerinde daha kolay ve hızlı giriş sağlıyor.

Çoğul ortam ve bağlantı özellikleri

NVIDIA Tegra 2 çift çekirdekli işlemci desteği sayesinde ASUS Eee Pad Slider ile İnternet tarayıcısında gezinirken, HD film izlerken, müzik dinlerken ya da hepsini bir arada yaparken hız ve performans farkını hemen hissediyorsunuz; bu performans farkı iPad1’i oldukça gerilerde bırakıyor. HD video kaydı yapabilen ve başarılı ses sistemine sahip Eee Pad Slider üzerinden her türlü çoğul ortam dosyasını izleyebiliyor, kendi eğlence sisteminizi oluşturabiliyorsunuz. 178 derecelik görüş açısı ve 16:10 altın orana sahip parlak IPS ekranı oldukça başarılı bir görüntü deneyimi sunarken Corning Gorilla Glass cam çizilmelere karşı ekranınızı koruyor. 10 parmak çoklu dokunmatik ekran desteği kullanıcılara konforlu ve sezgisel dokunma deneyimi sunuyor. Ön yüzündeki 1,2 MP kamera ve arka taraftaki 5MP’lik kamerasıyla kullanıcılara video konferansı yapma ve iyi çözünürlükte fotoğraflar çekebilmelerine olanak tanıyor.
Bir ekran klavyesi ile karşılaştırıldığında, ASUS Eee Pad Slider’ın kayarak açılan klavyesi kullanıcılara daha hızlı ve daha konforlu yazı yazma deneyimi sağıyor. Böylece kullanıcılar her yerde ve her zaman daha üretken hale gelebiliyor. Sisteme yüklü olarak gelen Polaris Office 3.0 ile Eee Pad Slider, kullanıcılara, belgelerini, hesap tablolarını, sunum dosyalarını ve ofis belgelerini görüntüleme ve düzenleme imkanı sağlayarak, profesyonel Mobile Office çözümü sunuyor.
Asus Netbook’lardan alışkın olduğumuz cihazlar arasında sorunsuz veri transferi için kullanıcılara destek olan Web destekli depolama alanı WebStrorage’da bir yıl sınırsız depolama alanı ile en sevdiğiniz şarkı, film ve resimleri yedekleyebiliyor ve paylaşabiliyorsunuz; kısacası bulut bilişime merhaba diyebiliyorsunuz.
16 / 32 GB eMMC yuvası, USB girişi, Micro SD kart okuyucu ve mini-HDMI yuvası ile Eee Pad Slider, üstün verimlilik ve eğlence merkezi haline geliyor.

Tablet bilgisayarda Bulut deneyimi
Google’ın işletim sistemi Android 3.1 (Android 3.2’ye yükseltme imkanlı) sahip Eee Pad Slider kullanıcılara eksiksiz bir Web deneyimi sunuyor. Adobe Flash desteği ile zengin ve sürükleyici içeriği, biçime, destek durumuna takılmadan ekrana getiriyor.
MyNet teknolojisi ile sayısal içeriğin kolay bir şekilde kablosuz olarak evdeki ağ cihazlarından akışı sağlanabiliyor. Böylece HD videoları ve müzikleri HDTV’de ya da masa üstü bilgisayarda oynatabiliyorsunuz. Test için DLNA ağına eklediğim Eee Slider Sony BRAVIA televizyon, SONY VAIO diz üstü bilgisayar ve PlayStation 3 ile oldukça iyi anlaştı. İçerikler sorunsuz bir şekilde ev ağı üzerinde dilenen ekran ve cihazdan kesintisiz ve yüksek kalitede görüntülendi.
MyLibrary, İnternet’ten indirdiğiniz kitapları, dergileri, gazeteleri erişilmesi kolay bir dosyada toplama olanağı sunarken, MyCloud müzik, video, fotoğraf gibi tüm sayısal içeriklere tam erişim sağlamakta. Kullanıcılar aynı zamanda Mac ya PC sistemlerine uzaktan erişim için MyCloud’u kullanabiliyor; Eee Pad Slider’ın yeteneklerini geliştirmek için değişik uygulamalara erişebilirler.

Sonuç olarak; ASUS Eee Slider gerek ödüllü tasarımı, gerek çoğul ortam ve kullanım deneyimini üst seviyeye taşıyan teknik özellikleri, gerekse 10 saate varan pil ömrü ile Android işletim sistemli bir tablet bilgisayar almayı düşünen tüm kullanıcılara tavsiyemdir.

Olympus TG-310 sayısal fotoğraf makinesi
Olympus TG-310 sayısal fotoğraf makinesi tatillerinizde hiç yanınızdan ayıramayacağınız sayısal dostunuz olmaya aday. Çünkü bu fotoğraf makinesi emsallerinden çok daha farklı özelliklere sahip.

Kutu içeriği

  • Olympus TG-310 sayısal fotoğraf makinesi
  • LI-42B Lityum-Ion pil
  • F-2AC AC adaptörü
  • CB-USB6 USB kablo
  • CB-AVC3 ses/görüntü kablosu
  • El kayışı
  • Dünya çapında garanti kartı
  • Kullanma kılavuzu
  • Görüntü Yönetim Yazılımı CD’si

Teknik özellikler

  • (96,3 x 63,4 x 22,7) mm ebatlarda, 155 gram ağırlık
  • 14,5 megapiksel tam çözünürlük
  • 3,6 kat optik yakınlaştırma
  • 1/2,3 inç CCD algılayıcı, 6,9 cm TFT ekran
  • Darbelere dayanıklı 1,5 metreden düşmeye dayanıklı yapı
  • 3 metreye kadar su basıncına ve -10°C'ye kadar soğuğa dayanıklılık
  • HDMI, USB 2.0 ve SD hafıza kartı desteği
  • Portre, Güzellik, Manzara, Gece çekimi, Gece portre çekimi, Spor, İç Mekan, Mum ışığı, Kişisel portre, Günbatımı, Havai Fişek, Yemek, Dokümanlar, Sahil ve Kar, Sualtı Çekimi, Evcil hayvan (kedi), Evcil hayvan (köpek) başlıklarında çekim ayarları
  • ‘Auto, Otomatik Program, Sihirli Filtre, Panorama, Sahne konumları, Video, 3B Fotoğraflar’ çekim seçenekleri
  • 80, 100, 200, 400, 800, 1600 ISO
  • iESP otomatik odaklama, kontrast bulma
  • MPEG-4 biçiminde 720p’ye kadar HD kalitesinde video kayıt

Kullanım özellikleri ve fotoğraf kalitesi
Her yaz tatiline gittiğinizde deniz, havuz ya da kumsal maceralarınızı kaydedebileceğiniz bir fotoğraf makinesine ihtiyaç duyarsınız. Ancak elinizdeki makine ile sudan, kumdan veya diğer tehlikeli etkenlerden hep bir adım uzakta durmak ve makinenizi korumak durumundasınızdır. Bu durum yağmur yağarken ve kışın kayak sezonunda da yaşadığınız bir durumdur aslında. İşte her derde deva Olympus TG-310 sayısal fotoğraf makinesi tatillerinizde hiç yanınızdan ayıramayacağınız sayısal dostunuz olmaya aday. Çünkü bu fotoğraf makinesi, emsallerinden çok daha farklı özelliklere sahip. Özellikle zorlu, soğuk ve ıslak ortamlarda çekim için sizlere 3metreye kadar su basıncına dayanıklılık ve -10°C'ye kadar soğuğa karşı duran bir yapı sunuyor. Makine sert darbelere de bir hayli dayanıklı; 1,5 metreden düştüğünde bana mısın demiyor.
Kayabilen ikili kilit mekanizması, suyun altındayken bile kameranızın pilini, kart yuvalarını ve girişlerini korurken eklenebilir lens duvarı da optik yakınlaştırma lensini koruyor.
Bu yüzden; çocuklarınızın kameranızı birbirlerine atmalarına, suya düşürmelerine veya buzluğa saklamalarına karşı endişelenmenize gerek kalmıyor.
TG-310 gibi yaratıcı fotoğraf ve videolar çekip, bunları ailenizle ve arkadaşlarınızla kolayca paylaşmanızı sağlıyor. Kameranız, fotoğraf ve yüksek çözünürlüklü videolar için sekiz adet Sihirli Filtre efektine ek olarak, 3B fotoğraf çekimi özelliğine de sahip. ‘Eye-Fi Kart’ uyumluluğu ile fotoğraf ve videolarınızı otomatik olarak favori Web sitenize veya bilgisayarınıza kablosuz yükleyebiliyorsunuz. Yeni HDMI girişi sayesinde de, çektiklerinizi yüksek çözünürlüklü televizyonda tam boyutlu olarak izlemek çok daha kolay. Hareketli fotoğrafları özel hale getiren yakın çekimler için, TG-310'un 3,6 kat geniş optik yakınlaştırma (28-102mm) ideal. TG-310 kullanım kolaylığını en üst seviyeye çıkaran ve bulanıklığı azaltan ikili görüntü sabitleyiciden, Akıllı Otomatik Mod (i-Auto) ve AF İzleme gibi özelliklere kadar bütün Olympus özelliklerine sahip.
İşletim sistemi menüsünde göreceğiniz Portre, Güzellik, Manzara, Gece çekimi, Gece portre çekimi, Spor, İç Mekan, Mum ışığı, Kişisel portre, Günbatımı, Havai Fişek, Yemek, Dokümanlar, Sahil ve Kar, Sualtı Çekimi, Evcil hayvan (kedi), Evcil hayvan (köpek) başlıklarında çekim ayarlarını iyi incelemenizi tavsiye ederim. Hepsinin ayrı ayrı işe yaradığını göreceksiniz. Köpek ve kedilerin yüzlerini, kameraya baktıkları zaman otomatik olarak yakalamak için geliştirilmiş ‘Evcil Hayvan Algılama’ ayarını denemenizi özellikle tavsiye ederim; yalnız bu testte zararlı çıkan ofisimizin şirin kedisi ve adını Mısra’nın koyduğu ‘Oyun’ oldu. Tabi kedi köpeğin yüzünü tanıyan makine, insan yüzünü tanımaz olur mu hiç? 12 kişiye kadar mükemmel odaklanmış, pozlanmış yüzler ve doğru pozlanmış diğer alanlar için, ‘Gelişmiş Yüz Tanıma’ ayarını kullanmanız kafi. Makinedeki güzellik ayarı düzgün olmayan bölgeleri otomatik olarak buluyor ve düzeltiyor, bu sayede yüzler daha parlak ve pürüzsüz görünüyor; olduğu kadar.

Sonuç olarak; ne kadar iyi bir fotoğraf makinesi sahibi olursanız, olun, mutlaka ama mutlaka böylesine bir cihaza da sahip olmanız gerekiyor; özellikle çok gezen, tatil yapan bir evli, mutlu, çocukluysanız… Olympus TG-310’a sahip olmak isterseniz, ödeyeceğiniz miktar 500 – 550 TL aralığında olacaktır.

LG LW570S 3B Tam HD LED TV
Evinde yüksek çözünürlüklü yayın olmasa da televizyonun Tam HD desteklemesi bir saygınlık konusu. USB bağlantı noktasına bir bellek bağlayabilmek, içindeki videoyu oynatabilmek de ayrıca önemli. Ve şimdiki eğilim, artık 3 Boyutlu (3B) destekli televizyonlara doğru yöneldi.

Kutu içeriği

  • LG LW570S 3B Tam HD LED TV
  • (5 + 2) adet LG 3D gözlük (satış paketine göre farklılık gösterebilir)
  • Hızlı başlangıç kılavuzu, kullanım kılavuzu
  • TV stant ve ayağı
  • Tam işlevsel, ışıklı LG 3DTV uzaktan kumanda ve iki adet uyumlu pil

Teknik özellikler

  • 42inç, 3B’ye hazır Tam HD 1080p çözünürlük destekli LED TV
  • Edge LED Plus ve CINEMA 3D teknolojisi
  • TruMotion 120/100 Hz
  • 10 000 000:1 kontrast oranı
  • Wi-Fi ile DlNA 1.5 desteği
  • Smart TV, yönlendirme, NetCast, ağdan video izleme (UPnP/CIFS)
  • Skype ile uyumlu; 720p de HD haberleşme seçeneği
  • USB medya oynatıcı (NTFS/Fat) : MKV, DivX Plus HD, AVI, M2TS, MP4, WMV dosya biçim desteği
  • Üçlü tüner: DVB-C/T/S, CI+ yuvası ile birlikte
  • 4 adet HDMI 1.4a yuvası, VGA PC, YUV, ethernet, 2 giriş USB, optik çıkış, RCA 2.0

Genel görünüm
Evinde yüksek çözünürlüklü yayın olmasa da, televizyonun Tam HD desteklemesi bir saygınlık konusu. USB bağlantı noktasına bir bellek bağlayabilmek, içindeki videoyu oynatabilmek de ayrıca önemli. Ve şimdiki eğilim, artık 3 Boyutlu (3B) destekli televizyonlara doğru yöneldi. Test Merkezi’nde ağırladığımız yeni LG 42 LW570S 3D Tam HD televizyon performansıyla göz doldurdu. Gerek kasa yapısı, gerekse tasarımı ile oldukça şık bir görüntüye sahip olan LW570S, 4 adet HDMI girişi, VGA PC, YUV, Ethernet, 2 adet USB girişi, optik çıkış, RCA 2.0 ile kusursuz bir çevre birim desteği sunuyor. Televizyonla birlikte gelen tam işlevsel kumanda da tuşlar belirgin; istenildiğinde ışıklı olarak kullanılması da ayrı bir keyif.

En iyi 3B deneyimi
Bugüne kadar Sony, Panasonic, Samsung, Philips gibi dünya devi markaların birçok televizyonunu inceleme, hatta fabrikalarında görüntüleme şansı buldum. Bu markaların cihazları, ‘3D Active Shutter’ teknolojisini destekliyor. Gözlükleri ağır ve şarj edilebilir olduğu için, kullanımda elektromanyetik dalgalara maruz kalınabiliyor. LG yeni 3B teknolojisiyle hem olayın akışını değiştirdi, hem de gözlüklerin ağırlığını 16 grama kadar indirdi. CINEMA 3D teknolojisini televizyona sokan LG’de 3B bir filmi izlemek çok ama çok keyifli. Görüntüler oldukça keskin; ancak çok hareketli görüntülerde hafif de olsa bir bulanıklık söz konusu olabiliyor; bunun da nedeni teste gelen LED TV’nin en yüksek 100/120 Hz aralığında çalışmasından kaynaklanıyor. LG sinema gözlüğü ile odanın neresinden bakarsanız bakın, zaten izlediğiniz en iyi 3B televizyon olduğunu kendiniz söyleyeceksiniz. Sony PlayStation3 performansı da bir hayli iyi olan LW570S ile GranTourismo5 oynamak ciddi bir keyif; herkese tavsiye edilir.

Kullanıcı dostu gözlükler
Sadece 16 gram ağırlığındaki yeni LG CINEMA 3D gözlükler, elektrikli parça içermiyor; böylece hiçbir şekilde elektromanyetik dalga yaymıyor ve şarj edilmeleri gerekmiyor. Yeni LG CINEMA 3D gözlükler son derece uygun fiyatlarıyla da dikkat çekiyor. Bu sayede yüksek fiyatlar nedeniyle tek başına TV izleme dönemi de sona eriyor; kullanıcılar arkadaşları ve aileleri için ne kadar gerekiyorsa o kadar gözlüğü rahatlıkla alabiliyor. Ayrıca klipsli LG CINEMA 3D gözlük modelleri sayesinde gözlük kullananlar da kendi gözlüklerine çok rahat bir şekilde bu modelleri takabiliyor. Bunun yanında, Alain Mikli tarafından tasarlanan şık gözlükler de modanın sıkı takipçileri için güzel bir seçenek oluşturmuş.

Çoğul ortam özellikleri
Bu başlığı eskiden sadece bilgisayar incelemeleri için atardık, ancak gelişen teknoloji ile televizyonlarda artık küçük bir bilgisayar haline geldiler. Kablosuz veri aktarımı ile ağa bağlanabilen televizyon ile İnternet üzerindeki video sitelerinden çok hızlı ve kaliteli şekilde dilenen video klipler izlenebiliyor. YouTube uygulaması ise bilgisayardakinden çok daha hızlı çalışıyor. Eğer uyumlu klavyeniz varsa İnternet tarayıcı ile Web sayfalarınızda gezinebiliyor, e-postalarınıza bakabiliyor, ya da Twitter uygulamasıyla sosyal ağda takılabiliyorsunuz. Kablosuz bağlantı desteği ve DLNA sayesinde evdeki tüm ağ cihazlarındaki ortamı da ekranda görüntüleyebiliyor ya da dinleyebiliyorsunuz. LG TV’nin USB girişine bellek ya da sabit disk bağladığınızda içersindeki video ve müzikler dev ekranınızda beliriveriyor. Video dosyalarında her türlü H264/MPEG-4 AVC, MPEG-1, MPEG-2, MPEG-4, WMV9/VC1, AVI, MKV uzantılı video biçimini destekleyen televizyon, MP3, WMA (v2 - v9.2 arası), AAC biçimindeki müzikleri çalabiliyor.

Sonuç olarak; eğer bugünlerde 3 boyutlu yayın destekli bir televizyon almayı kafaya koyduysanız, alın size tavsiye: LG LW570S 3B Tam HD LED TV. 3B’yi emsallerinden ve rakiplerinden çok daha zahmetsiz ve keyifli olarak sunan televizyon sağladığı bağlantı ve çoğul ortam kabiliyeti ile evinizde tam bir ortam merkezi olmaya aday.

ERP Dosyası

Kurumsal Kaynak Planlaması (Enterprise Resource Planning - ERP), işletmelerde mal ve hizmet üretimi için gereken işgücü, makine, malzeme gibi kaynakların verimli bir şekilde kullanılmasını sağlayan bütünleşik yönetim sistemlerine verilen genel isimdir.
Kurumsal Kaynak Planlaması (KKP) sistemleri, bir işletmenin tüm veri ve işlemlerini bir araya getirmeye veya bir araya getirilmesine yardımcı olmaya çalışan ve genelde kullanımı kolay olan sistemlerdir. Klasik bir KKP yazılımı işlem yapabilmek için bilgisayarın çeşitli yazılım ve donanımlarını kullanır. KKP sistemleri temel olarak değişik verilerin saklanabildiği bütünleşik bir veri tabanı kullanırlar.
Kurumsal kaynak planlaması anlam olarak, işletmenin tüm kaynaklarının birleştirilip, verimli olarak kullanılması için tasarlanmış sistemlere denmektedir. KKP kavramı ilk olarak üretim çevrelerinde kullanılmaya başlansa da; günümüzde KKP sistemleri çok daha geniş bir alanda telâffuz edilmektedir. Keyifle okuyacağınızı ve inceleyeceğinizi düşündüğümüz dosya için, Kurumsal Kaynak Planlaması (ERP) hizmeti sağlayan dünyaca ünlü firmaların değerli yöneticileri ile bir araya geldik.

Sorunsuz planlama için SAP
Kurumsal uygulama ve yazılım alanında dünya lideri olan SAP, dünya çapında 53.000’den fazla çalışanı, önde gelen ürün ve servisleri ile müşterilerinin iş alanlarındaki inovasyonu artırmasına yardımcı oluyor. SAP, mağazadan depoya, masa üstünden mobil cihazlara, ofis çalışanlarından yönetim kuruluna kadar, kişi ve kurumların birlikte daha verimli bir şekilde çalışabilmesini ve rekabette öne geçebilmeleri için gereken iş öngörülerini daha etkili bir şekilde kullanabilmelerini mümkün kılıyor. SAP’nin uygulama ve servisleri bugün 120’den fazla ülkede bulunan her ölçekteki 109.000’den fazla SAP müşterisinin eylemlerini kârlılıkla yürütmesine, iş ve üretim süreçlerini kontrol etmesine, müşterileriyle ilişkilerini geliştirmesine, risklerini ve karar alma süreçlerini yönetmesine, gelecek hedeflerini planlamasına, tedarik zincirlerini ve iş operasyonlarını yöneterek verimliliğini artırmasına yardımcı oluyor. Dünyada ERP denince akla gelen ilk firma olan SAP’nin Türkiye Genel Müdürü Cem Yeker ile yaptıkları iş ve Kurumsal Kaynak Planlamada oynadıkları rol üzerine konuştuk.

SAP yaşamın her noktasında
Walldorf Almanya merkezli faaliyet gösteren SAP, New York ve Frankfurt’un da aralarında yer aldığı birçok borsada “SAP” sembolü ile işlem görüyor. Yıllık cirosu yaklaşık 12,5 milyar avro olan şirketin yazılım çözümleri, üretim, gıda, tekstil, otomotiv, sağlık, perakende, finans ve kamu sektörünün de aralarında yer aldığı 25’den fazla sektörün iş süreçlerine destek veriyor. Bunun sonucunda dünya genelinde yılda 2,5 milyar elektrik, su, gaz faturası SAP sistemleriyle kesiliyor; 50 milyon banka hesabı SAP sistemlerinde yönetiliyor; 2,2 milyar ton çikolata SAP çözümleriyle üretiliyor. SAP, uygulama ve çözümleri ile dünya genelinde 1 milyar kişiye ulaşmayı hedefliyor.
SAP’nin iş yazılımları alanındaki liderliğini Türkiye’de de devam ettiren SAP Türkiye, şirketin 65. ülke ofisi olarak 2001 yılında kuruldu. SAP’nin dünya genelindeki yaygın kullanımına paralel olarak Türkiye’de yıllık ciroya göre en büyük 10 şirketin 8’i iş süreçlerini, SAP çözümleri ile kontrol ediyor. Türkiye’de neredeyse her evde SAP sistemi üzerinde üretilen 10 ürün bulunuyor. Kurulduğu günden bu yana Türkiye’deki gelirlerini ve çalışan sayısını istikrarlı olarak artıran SAP Türkiye, ekosistemindeki onlarca iş ortağıyla birlikte 1.500’ün üzerinde nitelikli iş gücüne de istihdam imkanı sağlamış bulunuyor. SAP Türkiye hakkında daha ayrıntılı bilgi için www.sap.com/turkey adresini ziyaret edebilirsiniz.

Özel ihtiyaçlara kesin çözüm
İşletmenin kaynaklarının tespiti ve mevcut kaynakların en doğru şekil ve en doğru zamanda değerlendirilmesi açısından ERP yazılımları büyük önem taşıyor. İşletme içerisindeki birimlerin birbirleriyle tümleşik çalışmasını sağlayan ERP, şirkette o anki tüm iş akışlarının istenildiği zaman raporlarla izlenmesini mümkün kılıyor. ERP yazılımı, üst ve orta düzey yöneticilerin şirket stratejilerine yön vermelerini kolaylaştıracak araçlar olarak, şirketlerin geleceğini belirleyecek kararların en hızlı ve en az sapmayla alınmasına destek veriyor. Böylece şirketler, iş akışlarını kontrol edebilir. Maliyetlerini azaltıp verimliliklerini artırırlar; günümüz iş dünyasında rekabet avantajı sağlarlar. Kurumlar ERP seçimi yaparken iş süreçlerini iyi analiz etmeli ve ihtiyaçları doğrultusunda karar vermeli. Günü kurtaran çözümlerin yerine, kendilerine rekabet avantajı sağlayan, verimliliklerini artıran, en iyi iş uygulamalarını tercih etmeliler.
Şirketlerin bulundukları sektöre özgü gereksinimlerini karşılamak üzere tasarlanan SAP ERP uygulaması, kurumların sektöre özel ihtiyaçlarına tam olarak cevap verebiliyor.

En yenisi her zaman SAP’de
Mobil çözümler, sosyal ağ araçları, Bulut bilişim gibi tüm yeniliklere sahip olan SAP çözümleri; üretim planlamasından stok kontrolüne, müşteri ilişkilerinden insan kaynakları yönetimine kadar tüm iş süreçlerini kontrol altında tutarak firmaların verimliliklerini ve karlılıklarını artırmasına yardımcı oluyor. SAP iş çözümleri, küçük, orta ölçekli ya da büyük her ölçekteki firmanın aynı iş koşulları içinde hareket etmesini sağlayarak, rekabet ortamında eşitlik sağlıyor. SAP iş çözümleri sayesinde şirketler farklı kısımlar arasında bütünleşmeyi sağlıyor, stok maliyetlerini azaltıyor, karlılıklarını artırıyor, işletmelerin planlı, hızlı ve verimli üretim yapmasını sağlamasının yanı sıra satış ve pazarlama faaliyetlerini de düzenliyor.
SAP hem KOBİ’ler hem de büyük ölçekli işletmeler ve kamu kurumları için çok geniş bir yelpazede çözümler sunuyor. Bu çözümlerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

• SAP ERP (Kurumsal Kaynak Planlama)
• SAP BI (İş Zekası)
• SAP CRM Müşteri ilişkileri yönetimi
• SAP SCM Tedarik zinciri yönetimi
• SAP HCM İnsan kaynakları yönetimi
• SAP SRM Tedarikçi ilişkileri yönetimi
• SAP Sürdürülebilirlik
• SAP Kurumsal Mobilite Çözümleri
• SAP Kurumsal Bilgi Yönetimi
• SAP Kurumsal Performans Yönetimi
• SAP GRC (Kurumsal Yönetim, Risk ve Uyumluluk)
• SAP Ürün Hayat Döngüsü Yönetimi

Sosyal medya, Bulut Bilişim, bellek içi teknolojiler
Son dönemde en çok mobil kanallar, sosyal medya Bulut Bilişim’in ve bellek içi teknolojilerinin öne çıktığını söyleyebiliriz. SAP ürün ailesindeki ürünler de eğilimler doğrultusunda yeni özelliklerle sürekli güncelleniyor ve geliştiriliyor. Sosyal medya araçlarından gelen iletilere göre SAP CRM süreçleri otomatik olarak devreye alınabiliyor, müşteri memnuniyeti artırılırken, zengin müşteri deneyimi elde ediliyor. Sosyal medya üzerinde dikkatli incelenmesi ve geri dönüş yapılması gereken milyonlarca konuşma ve yorumu, SAP CRM ile tümleşik çalışan SAP Business Objects ürün ailesinden ‘Predictive Workbench’ ile hızlı bir şekilde analiz edilebiliyor. Telefon, faks, kısa mesaj, e-posta, sohbet gibi klasik kanallardan verilerini alan CRM sistemlerine sosyal medya kanallarını da ekleyerek, 360 derece görünüme ulaşıyor. Facebook ve Twitter üzerinde yaratılan kampanyalar ile hızlı ve ucuz bir şekilde doğru hedef kitleye ulaşarak talep artışı sağlayabiliyor.
Ayrıca, son yılların en popüler konularından SaaS ve onun yansımalarından olan Bulut Bilişim’den de söz etmek gerekir. Önümüzdeki dönemde özellikle küçük ve orta ölçekli şirketler bu eğilimin başını çekiyor olacak. Büyük şirketler ise şube ve bayilerini, dünyanın dört bir yanında bulunan bölüm ve ofislerini daha iyi yönetebilmek adına Bulut teknolojilerini giderek artan bir ivmeyle uygulamaya koyacaklar.
Araştırmalar, önümüzdeki 5 ila 10 yıllık zaman diliminde kurum çalışanlarının %35’inden fazlasının kurumsal uygulamalara mobil cihazlar üzerinden erişeceklerini söylüyor. Şu kesin ki nasıl masa üstü bilgisayarlardan diz üstü bilgisayarlara bir geçiş yaşandı ise, aynı değişimi diz üstü bilgisayarlardan mobil cihazlara doğru yaşayacağız. Mobil cihazlarımızı sadece İnternet’te gezinmek için değil, çalıştığımız konu ile alakalı tüm işlemleri gerçekleştirebileceğimiz bir platform olarak kullanacağız. SAP olarak bugün itibariyle müşterilerimizin kullanımına sunduğumuz, kurum için birçok süreç için, kurumsal iş sistemleri ile tümleşik çalışan hazır mobil uygulamalarımız mevcut.
Son olarak bahsedebileceğimiz odak noktamız ise, bellek içi uygulamalar. Burada amacımız, iş süreçlerinde çok hızlı karar almamıza imkan tanıyacak teknolojiyi müşterilerimize sunmak. Burada bahsettiğimiz teknoloji, mevcut performansın birkaç katına çıkartılması değil, en az 10-20 kat hız artışlarından bahsediyoruz. Karar almak için saatlerce ya da günlerce çalışmasını beklemek zorunda kaldığınız uygulamaları bir düşünün ve bu uygulamaların dakikalar hatta saniyeler bazında size sonuç verebileceği bir teknolojiye sahip olduğunu hayal edin, sizce iş süreçleriniz nasıl değişirdi? İşte biz bu hayali gerçekleştirecek teknolojiyi artık müşterilerimize sunabiliyoruz.

SAP, CRM’de de lider
Bağımsız analiz ve danışmanlık kuruluşlarının raporlarına göre SAP CRM Türkiye’de pazar payı ve lisans geliri olarak senelerdir liderliği elinde bulunduruyor. Bunun en önemli sebebi, CRM (İlişkisel Müşteri Yönetimi) platformunu bir bütün olarak düşünüp satış, pazarlama ve servis süreçlerini tamamen birbiriyle bütünleşik çalıştıran bir ürünü müşterilerimize sunmamızdır. SAP CRM, SAP’nin diğer ürünlerinde olduğu gibi dünyada kullanılan en iyi uygulamalar analiz edilip oluşturulmuştur. Ayrıca SAP’nin sektörel tecrübesi, farklı sektördeki müşterilerimiz için sunulan hazır CRM şablonunu da farklılaştırmaktadır. Yani otomotiv sektöründeki müşterimize kurulan hazır SAP CRM paketiyle, enerji sektöründeki müşterimize kurulan hazır paket endüstriyel ihtiyaçlar farklı olduğu için farklılaştırılmıştır.
SAP’nin yeni gelen teknolojilere karşı yaklaşımı, teknolojiye paralel olarak CRM sisteminde gereken bütünleşmesini yapıp CRM kapsamını genişletmektir. Mevcutta mobil kanalla sağladığı hazır tümleşme, sosyal medya kanalını da diğer kanallar gibi satış, pazarlama, servis süreçlerinde koşturması da SAP’nin CRM teknolojilerine yaklaşımını göstermektedir. Pazardaki CRM oyuncularına bakıldığı zaman SAP’nin bu konulardaki liderliği de bağımsız araştırma raporlarından görülmektedir.

Microsoft’tan Kurumsal Kaynak Planlaması Çözümleri
“Microsoft yazılımları çalışanların üretkenliğini ve performansını artırmanın yanı sıra, çeşitli iş süreçlerinde iyileştirme sağlayarak kurumlara tasarruf yapma olanağı verir. Verimliliğe katkısı tartışılmaz yazılımlardan biri olan Microsoft Dynamics daha tasarım aşamasında bile mevcut CRM ve ERP yazılımlarının ortak sıkıntılarının belirlenmesini ve özellikle bu sıkıntıların aşılmasını hedeflemiştir. Microsoft Office gibi yazılımların alışılmış arayüzleri sayesinde çalışanlar, Dynamics ekranları ile son derece rahat ve uyumlu çalışabilmektedir” diye söze başlayan Microsoft Türkiye Dynamics Satış Direktörü Arzu Türker Yılmaz bizlere Microsoft’un Kurumsal Kaynak Planlamasında verdiği hizmetleri, sunduğu çözümleri ve Microsoft’un rolünü anlattı. Yılmaz şöyle devam etti: “Genel olarak bakıldığında, Microsoft Dynamics CRM ve ERP, işletmelerin süreçlerini otomatikleştirerek başarılarını hızlandırma olanağı sağlıyor. Microsoft Dynamics’in çözüm üreten CRM ve ERP yazılımlarının temel hedefi, işletme yöneticilerinin günden güne değer katacak işlere odaklanmasını sağlayarak, her iş sürecinin etkinliğini artırmak ve beraberinde ön ofis ile arka ofis işlevlerini bağlamaktır.”

Microsoft’un rolü
Günümüz rekabetçi ortamı kurumlara birçok kritik görevi aynı anda üstlenmelerini gerektiriyor. Kurumların bir yandan olağan iş süreçlerini doğru kullanmaları, bir yandan da karar süreçlerini doğru ve hızlı yönetmeleri gerekiyor. Bunun yanında varlık ve kaynaklarını da stratejik planlamalara dayanarak kullanmaları gerekiyor. İşte bütün bu süreçlerin iç içe ve hızlı gerçekleşebilmesi kurumsal kaynak planlama yazılımlarının varlığını kritik öneme taşıyor.
Bu noktada Microsoft, sahip olduğu yöntem ve işlevlerle, kuruluşların gereksinimlerine en uygun ERP çözümünü onlara sunma rolünü üstleniyor. Tanıdık Microsoft ortamlarında, kurumların mevcut BT-Bilişim Teknolojileri sistemlerine uyum sağlayarak çalışan Microsoft Dynamics, ERP kurumların kısa ve/veya uzun vadede büyüme planlarında bütçelerine uygun çözümler sunuyor.
Hedef kitlemiz olan orta ölçekli ve büyümekte olan firmalar için kurumsallaşma da çok önemli. Yazılımlarımız hem küresel standart işlevleri destekleyerek, bu firmalara öngörü sağlamakta; hem de kendilerini farklı kılan, rekabet güçlerini artıran özel süreçlerini hızlı geliştirme şansı veriyor. Böylece firmalar kurumsallaşırken, hantallaşma girdabına düşmeden, hem çevik hem kurumsal bir yapıya sahip olabiliyorlar.

Microsoft KOBİ ve Kurumların tercih nedeni
Microsoft Türkiye olarak amacımız KOBİ’lere sunduğumuz yazılımlar ile yüksek kalitede, düşük maliyetli, sürdürülebilir ve kârlı bir üretim ortamı sunmaktır. Yakın bir geçmişe kadar şirketler her iş için farklı bir iş uygulaması kullanırken artık günümüzde tek ve güçlü bir ERP paketiyle bütün iş süreçlerini yönetmek mümkün olabiliyor. Microsoft Dynamics, Kurumsal Kaynak Planlama Yazılımı (ERP) ile KOBİ’lerin bütün işlerini bütünleşik bir uygulama platformunda yapmalarına olanak sağlıyor. Bizim için, şirketlerin farklı alanlarında farklı yazılım ve platformlar kullanmak hem bilgi bütünlüğünü riske atıyor hem de maliyetleri artırıyor. Bizim tüm ürünlerimizde hedefimiz, şirketlerdeki tüm kullanıcıların işlerini aynı yazılımda kullanabilmesi. Microsoft ‘Office’ ve ‘Sharepoint’ ile; tam tümleşik yapısı sayesinde, şirket içinde oluşan tüm bilgileri, kullanıcıları yormadan, tek bir veri tabanına alabiliyoruz. Bu sanıldığından çok daha fazla verim ve katma değer yaratıyor. Çoğu zaman önemsiz gibi gözüken ve dışarıda ‘Excel’ dosyaları ile ya da özel yazılımlar ile dışarıda bırakılan süreçlerin büyük hatalar, müşteri memnuniyetsizliği ya da analiz hatalarına neden olduğunu görüyoruz. Bu nedenle, önemli önemsiz tüm süreçlerin tek platforma taşınabilmesi çok önem teşkil etmekte.

Microsoft’tan ciddi destek
Dünya genelinde Türkiye ekonomisine istihdam ve iş olanağı yaratan KOBİ’ler Microsoft’un en önemli odaklarından biridir. 2,5 milyon işletmenin %99 oranının KOBİ’lerden oluştuğu ülkemizde, KOBİ’ler istihdamın %77’sini sağlıyor, bu da karşımıza toplam sermaye yatırımının %38’ine, yaratılan katma değerin %29’una, ihracatın %10’ununa eşit bir rakam çıkarıyor. Türkiye’de BT-Bilişim Teknolojileri sektöründe yazılıma yapılan yatırım oranı %20 oranında olmasına rağmen bu işletmelerimizde ciddi bir verimlilik sorunu söz konusu. Ancak hala gelişmesi gerek çok fazla sektör ve alan mevcut.
Bu açıdan üretim sektöründeki müşterilerimize yönelik yazılımlarımız ve iş ortaklarımız ile beraber geliştirdiğimiz geniş kapsamlı çözümler, müşterilerimizin ürün/hizmetlerini sektöre sunma süresini en aza indirgemelerine, değişen pazar koşullarına dinamik yanıtlar verebilmelerine, sürdürülebilirlik ve kârlılık ilkeleri ekseninde düşük maliyetlerde yüksek kaliteli üretim yapmalarına yöneliktir.

Microsoft Dynamics ön plana çıkmaya devam ediyor
Genelde kurum çalışanları kendi iş süreçlerini takip etmek konusunda sistem/yazılım desteği alamadıklarında Microsoft Outlook ve Microsoft Office ürünleri üzerinden işlerini yönetmeye çalışmaktalar. Önceden de bahsettiğimiz gibi tanıdık arayüzleri ile Microsoft Dynamics kullanıcıların bu programlarla çok rahat çalıştığını bildiği için, ‘Outlook’ içinden kullanılabilme ve ‘Office’ programları ile tam bütünleşme özelliklerini barındırıyor. Microsoft Dynamics olarak öne çıkan diğer bir özelliğimiz ise, lisanslama anlamında farklı seçenekler sunabiliyor olmamız. Kurumlara kendilerine ait bir sunucu üzerinden de, kendilerine ait olmayan yani kiralık sunucu veya sunucu kiralama hizmeti veren iş ortaklarımız üzerinden de hem sunucu hem de lisans kiralama olarak hizmet verebiliyoruz. Bu alternatiflere yönelebildiğimiz için de dünyada ve Türkiye’de pazar payımız hızla artmakta.
Ayrıca geçtiğimiz sene perakende ve e-ticarette yoğun bir büyüme gözlemledik. E-ticaret konusu genelde ayrı bir uygulama gibi ele alınmakta. Oysa bizim ölçümümüzde, kurumsal kaynak planlamasının içinde yönetiliyor ve tüm verilere anlık olarak ulaşılabiliyor. İnternet satışlarını yönetmek, tedariki sağlamak, müşteri ve tedarikçi ile faturalaşmak, iş zekası ise farklı analizler yapmak için tek bir sistem öneriyoruz

‘Dynamics, CRM için de esneklik sağlıyor’
Microsoft ürünlerinin genel özelliği, kullanıcıyı kendi alanında özgür bırakması ve kullanıcıların tüm yaratıcılığını kullanmasını teşvik etmesidir. Ürünler genelde kullanıcıların yaratıcılıklarına göre esneyen bir kullanım alanına sahiptir. Microsoft Dynamics CRM’de de aynısını görüyoruz. En büyük özelliğimiz kurumların müşteri ilişkileri yönetimi için ihtiyaç duyabilecekleri tüm alt yapıyı sağlama ve örnek şablonlar ile “En başarılı uygulamaları” ürünle birlikte sunmak. Bir diğeri ise kurumların rekabet piyasasında kendilerini öne geçirebilecek kuruma özel uygulamaları geliştirmemizdir.
İdeal CRM çözümünün, kurum çalışanları ile müşterileri arasında iletişim kurma ve birbirleriyle çalışma yollarını kolaylaştırma olduğu bilinci ile hareket eden Microsoft Dynamics CRM, kurumların işletme üretkenliklerini arttırmaya yardımcı olurken; kişiler, süreçler ve ekosistemler arasında bağlantılar oluşturmalarına da zemin hazırlıyor. Kurumların en değerli varlıklarından biri olan mevcut ve potansiyel müşteri ile kurum arasındaki ilişkiler, özellikle zorlu ekonomik koşullarda rekabetin ağır baskısı altında yeniden şekilleniyor. Microsoft Dynamics CRM’in sağladığı esneklik, şirketlerde müşteri bilgilerinin derinlemesine analizini sağlayarak uygun zaman ve maliyet koşullarında müşteriye yönelik katma değeri yüksek promosyon-özendirme, kampanya, vb. etkinliklerin düzenlenmesine imkân veriyor.
Microsoft Dynamics CRM, bünyesindeki iş akışı otomasyonu ve analitikleri gibi güçlü özellikleri sayesinde kurumların satış, pazarlama, hizmet, vb. kısımları arasındaki pürüzsüz bilgi paylaşımı ve görev dağılımı ile kurumların müşterilerine sorunsuz bir tecrübe yaşamasına olanak veriyor.
Son dönemde sosyal ağlar çok öne çıktı. Çoğu firma artık reklamlarında kendi Web sitelerini vermek yerine Facebook sayfalarının adresini vermeye başladı. Müşteriler Facebook’dan takip etmeyi daha kolay buluyorlar. Bu yüzden CRM ürünümüz ile Facebook sayfalarını bütünleştirerek, müşterilerimiz nerede olursa olsun, izini takip edebiliyoruz.

Gartner Dynamics’i ERP’de lider ürün seçti
Microsoft’un Dynamics çözümünün Kurumsal Kaynak Planlaması (ERP) alanında Gartner tarafından yayınlanan Üretim Yapan İşletmeler İçin ERP Magic Quadrant 2010 raporunda lider ürün seçildiğini hatırlatmak isteriz. Güçlü yapısı ve sağladığı avantajlar ile işletmelerin her türlü ihtiyacına cevap veren kurumsal kaynak planlama çözümü Microsoft Dynamics AX, Gartner tarafından hazırlanan bu raporda “Lider Ürün” seçilirken, Microsoft Dynamics NAV ise “Niş Oyuncu” olarak kabul edildi. Bu yıl özellikle 100 - 999 arasında çalışana sahip ve yıllık cirosu 50 milyon - 1 milyar dolar arasındaki şirketler için geliştirilmiş ERP ürünlerinin küresel ölçekte değerlendirildiği raporda, Microsoft Dynamics AX’in uzun dönemli müşteri başarısı sayesinde pazarda ortalamanın üzerinde bir büyüme elde ettiği belirtildi.
Orta ölçekli işletmelerin tüm ihtiyaçlarına çözüm sağlayan ve rekabette üstünlük elde edebilmeleri için geliştirilen Microsoft Dynamics NAV ise, Garner Inc.’nin yayınladığı raporda “Niş Oyuncu” olarak kabul edildi. Microsoft Dynamics NAV, tümleşik ve esnek yapısı sayesinde orta ölçekli firmalara güvenilir bir iş yapma platformu sunuyor.
Microsoft Dynamics AX 2009, halen 38’i aşkın ülkede çeşitli kurumlar tarafından kullanılıyor. Önceki çözümün yeni sürümü olan Microsoft Dynamics NAV 2009 R2 ise Aralık 2010'da kullanıma sunuldu.
Sektörel odaklanma bizim için çok önemli. İş ortaklarımızın belli sektörlere odaklanmalarını ve o sektör için en uygun çözümü yaratmalarını destekliyoruz. Bu konuda finans, sigorta, inşaat, profesyonel hizmetler, kimya, mobilya vb. Sektörlerde çok yaygın kullanılmaya başlanan çözümler sunduk. Bu sene perakende ve e-ticareti de yaygınlaştığımız sektörler arasında göreceksiniz.

Workcube ile %100 Web tabanlı ERP
Kurumsal Kaynak Planlaması dosyamızın diğer bir konuğu ise 2001 yılında İnternet tabanlı kurumsal iş çözümleri üretmek üzere kurulmuş bir yazılım şirketi olan Workcube’ün Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Özlem Açıkel Turhan, bize enine boyuna ERP dünyasını ve Workcube operasyonlarını anlattı.

Workcube Türkiye faaliyetleri
Workcube Workcube markası ile ürettiğimiz %100 Web tabanlı ERP çözümümüz ‘Workcube Enterprise Business Portal’, onunla direk tümleşik çalışan Extranet (B2B) çözümümüz ‘Partner Business Portal’, şirketin Web üzerinden satış, servis vb. faaliyetleri yönetmesini sağlayan B2C-Kurumdan Son Kullanıcıya çözümümüz ‘Public Business Portal’ ve kurumların tüm insan kaynakları yönetimi ihtiyaçlarını çözmek üzere tasarlanmış Workcube İnsan Kaynakları Yönetimi çözümlerimiz mevcut. Ürettiğimiz bu çözümlerin ARGE faaliyetlerini, satışını gerçekleştiriyor ve çözümlere ilişkin danışmanlık, eğitim ve destek hizmetlerini veriyoruz.
Bir genel merkezimiz ve iki şubemizle faaliyetlerimize devam ediyoruz. Şu anda 400’ün üzerinde şirket Workcube’un ERP, B2B-Kurumdan Kuruma, B2C-Kurumdan Son Kullanıcıya, İnsan Kaynakları Yönetimi çözümlerini kullanıyor. Kullanıcı sayısı olarak 10.000’in üzerinde son kullanıcıya hitap ediyoruz. 2010 yılına kadar sadece Türkiye’de aktif olduk. 2010 yılından itibaren başta Almanya olmak üzere dış pazarlara açılmaya başladık. Almanya, Ukrayna Azerbaycan, Rusya, Hollanda gibi farklı ülkelerde işbirlikleri ve dağıtım anlaşmaları yaptık, yapıyoruz.
2010 da şirketimiz %42 büyüdü. 2011 de bu rakamı geçeceğimizi düşünüyoruz. 2010 yılında adım attığımız dış pazar çalışmalarının 2011’deki büyüme beklentilerimizde önemli bir payı olacağını düşünüyoruz.
Workcube kullanan müşterilerimiz içerisinde orta ölçekli işletmeler ağırlıkta olmakla beraber pek çok küçük işletme ve büyük holdingler, grup şirketleri de yer alıyor. Bu açıdan baktığımızda ürünümüzün 4-5 kişinin çalıştığı bir KOBİ’den binlerce çalışanın olduğu büyük holdinglere kadar çok geniş bir yelpazeye hitap ettiğini söyleyebiliriz.
Workcube sadece üretim, finansal ve işgücü kaynaklarını planlamak ve yönetmek üzere tasarlanmış klasik ERP çözümlerinden çok farklı bir ürün. Biz Workcube’u geliştirmeye başladığımız ilk günden itibaren ERP kavramına yepyeni bir bakış açısı getirdik. Bize göre artık bir işletmenin kaynakları sadece ham madde finansı ve insan kaynakları değil. Artık işletmeler çalışanlarından, müşterilerinden, bayilerinden, tedarikçilerinden ve ürünlerini kullananlardan oluşan çok geniş bir ağa sahip. Bu ağ arasında akan bilginin, dokümanın, ilişki ve iletişimin yönetilmesi işletmeler için çok hayati. Workcube bu bağlamda, işletmenin tüm iş ağını ve ilişkilerini içine alan ve kapsayan bir ERP olarak diğer çözümlerden farklılaşıyor.
Workcube tüm Kurumsal Kaynak Planlama (ERP), müşteri ilişkileri yönetimi (CRM), proje yönetimi, insan kaynakları yönetimi, fiziki varlıkların yönetimi, içerik ve doküman yönetimi, B2B, B2C yönetimi işlevlerini tek bir sistemde barındıran bir çözüm. Bu anlamda bir şirkete Workcube girdiğinde, o şirketin yönetim süreçleri için başka hiçbir yazılıma ihtiyacı kalmıyor diyebiliriz. Workcube’un bir önemli ve güzle özelliği de kullanıcı sınırsız olması. Sunucu tabanlı lisanslama yapıyoruz, bu sayede Workcube alan işletme sisteme istediği kadar kullanıcıyı ekleyebiliyor. Hatta sınırsız sayıda şirket de Workcube üzerinde yönetilebiliyor. Bu anlamda özellikle grup şirketleri ve holdingler için de çok ideal bir çözüm.

‘Rekabet için ERP, olmazsa olmaz’
ERP küçük büyük tüm kurumlar için artık neredeyse olmazsa olmaz haline gelmiştir. Çünkü artık işletmeler için en büyük değer ürettikleri bilgidir. Eğer bu bilgiyi planlı ve bütünlüklü biçimde yönetemezseniz; rekabette geri kalırsınız, dünyaya açılamazsınız. ERP veya herhangi bir merkezi bilgi sisteminiz olmadığında bu bilgi ‘Excell’ dosyalarında, e-postalarda veya her bölümün kendi kullandığı yazılımda parça parça dağınık biçimde yaşar. Kişilerin ürettikleri kişilerde kalır. Bilgi kuruma değil kişilere bağımlı hale gelir. Paylaşılması yaygınlaştırılması zorlaşır. Bilgilerin ortak raporlamaları çıkamadığı için karar vericiler yanlış kararlar alabilirler. Workcube gibi yeni nesil ERP çözümlerinde iş müşteri algısından başlar, satış sonrası bakım destek süreçlerinin yönetilmesine kadar gider. Bu süreçte yaşadığınız ve yaptığınız her şeyi kayıt altına almak ve o bilgilere anlık olarak ulaşmak şimdi işletmeler için en hayati konudur.

Workcube kurumlara avantaj sağlıyor
Workcube’u tercih etmeleri için pek çok sebep sıralayabiliriz. Workcube diğer ERP çözümlerine göre çok daha hesaplı bir üründür. Çünkü sunucu temelli lisanslama yapar ve tamamen merkezi bir sistemdir. Müşteri istediği kadar kullanıcıyı sisteme bütünleşebilir. Her ek kullanıcı için sonradan ek para ödemek durumunda kalmazsınız. Bu kullanıcının dünyanın en uç noktasında olması da fark etmez. Sadece bir bilgisayar ve internet bağlantısı herhangi bir kişinin sisteme erişip iş yapması için yeterlidir. Bu sayede şirketlerin şubelerine veya mağazalarına ayrı ayrı Workcube kurmaya gerek kalmadan Workcube kullanıcısı şirket tüm birimleri ile eş zamanlı iş yapabilir hale gelir. Ekstra kurulum gerektirmemesi maliyeti fazlasıyla düşürür. Workcube ayrıca platform bağımsız bir üründür. Elinizdeki var olan yatırımları korur ve yüksek maliyetli ek yazılım donanım yatırımı yapmanıza gerek bırakmaz.
Workcube ile tüm işinizi yönetebilirsiniz. Başka yazılıma ihtiyaç duymazsınız. Bu da KOBİ’ler için çok önemli bir konu. KOBİ’lerin üretim departmanı, insan kaynakları departmanı, servis ve destek departmanı, finans muhasebe departmanı veya müşteri ilişkileri departmanları için, yönettikleri projeler için ayrı ayrı yazılım alması neredeyse imkansızdır. Bu yazılımları ayrı ayrı aldığınızda tüm yazılımları birlikte yönetmek ve her birinden çıkan bilgiyi bütünleyip, anlamlı sonuçlar üretebilmek için ekstra iş gücüne ve güçlü bir altyapıya ihtiyaç duyarsınız. Bu hem maliyet hem de operasyon yükü açısından yönetilmesi güç bir iştir. Workcube ise sadece tek başına tüm kısımlara ve işlerine hizmet edebilir yapıdadır. Bu sayede KOBİ’ler tek bir ürüne yatırım yapıp yollarına devam ederler. Ek maliyet ve iş yükünden kurtulurlar.
Workcube %100 Web tabanlıdır. Teknolojisi en son teknolojidir. Bir ERP yatırımı yapmak demek, dünya ölçeğindeki standartlara göre en azından 5 yıl o yazılımı kullanacağınız anlamına gelir. Şimdi en son teknolojiye yatırım yapmadığınızda üzerine bir 5 yıl daha eklediğinizde satın aldığınız yazılımın teknolojisi çok çok gerilerde kalabilir. Günümüzün teknolojisi mutlaka İnternet olgusuna dayanmak zorundadır. Bu anlamda Workcube tamamen İnternet üzerinde işleyen ve ‘html’ sayfalardan oluşan bir yazılım çözümü olarak günümüzde ERP’nin son teknolojisini temsil eden çözümlerden biridir.
Workcube kolay uygulanır, öğrenilir ve kullanılır. KOBİ’lerin büyük çoğunluğu daha önce ERP yatırımı yapmamış durumda. Bu açıdan bakıldığında satın alacakları çözümün kolay öğrenilir, işletmenin ihtiyaçlarına göre kolay şekillenir ve kolay kullanılır bir çözüm olması KOBİ’ler için çok önemlidir. Workcube’un HTML sayfalardan oluşan arayüzü kullanıcıya adeta bir Web sitesinde geziniyormuş hissi yaratacak şekilde tasarlanmıştır. Bu anlamda çok kolay öğrenilip kullanılabilir. Ayrıca Workcube’un parametrik yapısı her işletmenin Workcube’u kendi ihtiyacına göre şekillendirmesine ve kullanmasına katkı sağlar.
KOBİ’ler Web sitelerini ve ortak Net kapılarını Workcube ile tasarlayıp hayata geçirebilir. B2B ve B2C günümüzde KOBİ’leri için rekabetin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Satın aldığınız ERP çözümünüzün size Web sitenizi ve bayi, tedarikçi ‘extranet’inizi tasarlayabileceğiniz ve yaşatabileceğiniz araçlar sunması çok önemli. ERP ile %100 tümleşik bir sistem ile KOBİ’ler Workcube üzerinden tüm müşterilerine, tedarikçilerine, bayilerine yönelik internet alanları ve uygulamaları yaratabilmekteler. Bu da Workcube’u tüm diğer rakiplerinden ayıran önemli bir farktır.

‘Yazılımı sadece İnternet’le kullanmak’
Üründen ziyade kurumların iş çözümü arayışlarında bir dönüşüm yaşandığını söylemek mümkün. Biz 2004 yılında ürünümüzü pazara sunduğumuzdan bu yana pazarın talep eğilimlerini çok net ölçebildik. Eskiden sadece bir CRM, sadece bir ERP veya e-ticaret çözümü arayışında olma iş dünyası artık işini bir bütün olarak yönetmek zorunda olduğunun ve bunun için de tüm kurumsal bileşenleri içinde barındıran bir yazılıma yatırım yapması gerektiğinin farkına vardı. Son iki yıldır şirketimize şöyle telefonlar geliyor. “Biz bütün iş süreçlerimizi bir arada yönetebileceğimiz bir çözüm arıyoruz.” diyor iş dünyası. Web tabanlı olması şart diyorlar. Bu anlamda Workcube son iki yıldır özellikle orta ölçekli işletmeler tarafından en çok tercih edilen kurumsal iş çözümü diyebiliriz. B2B ve B2C uygulamaları da son birkaç yıldır hiç olmadığı kadar revaçta. İşletmeler artık 1000 dolarlık çözümlerle yapabileceklerinin yetmediğini, İnternet ve Extranet uygulamalarının geri planda kullandıkları ERP çözümü ile bütünleşmesinin şart olduğunun farkına vardı.
Pazardaki bir diğer dönüşüm de ERP yazılımını kiralama seçeneği. SaaS ya da OnDemand-Talep Üzerine Hizmet servisleri adı altında yaygınlaşan ve yazılımı bir hizmet gibi kiralama modeline dayanan bu sistem, dünyadaki kadar olmasa da ülkemizde de hızla yaygınlaşıyor. Bu modelde yazılımı kendi sisteminize kurmuyor sadece İnternet ile bağlanıp kullanabiliyorsunuz. Hem kullandıkça ödüyorsunuz hem de sürekli güncel bir yazılıma sahip oluyorsunuz. Bu açıdan ERP yatırımı maliyetini inanılmaz düşüren bir alternatif şirketler için. Tabi bu modelde verileriniz çok özel ve ağır şartlı sözleşmelerle sizin adınıza koruma altına alınıyor. Workcube %100 Web tabanlı bir çözüm olduğu için dileyen müşterilerimize kiralama usulü ile de Workcube çözümlerini kullandırabiliyoruz.

KOBİ’lere destek
Workcube KOSGEB’in onaylanmış yazılım tedarikçilerinden biri. KOSGEB’in, bilişim yatırımları için KOBİ’lere sunduğu önemli destekler var. Bu kapsamda Workcube alıp KOSGEB’e başvurarak destek alan müşterilerimiz var. Biz bu konuda doğrudan bir sorumluluk almayıp, hizmet vermesek de müşterimizin KOSGEB’den destek alması için bizden istediği bilgi ve belgeleri mümkün olduğunca müşterimize iletiyoruz. Ayrıca Workcube, ‘TURQUALITY’ programının da onaylı tedarikçilerinden biri. ‘TURQUALITY’e üye olup, uluslararası pazara çıkmak isteyen şirketlere için verilen bilişim desteklerinden Workcube alan program üyesi markalar da faydalanabiliyor.

IFS güvenilir bir süreç yönetimi sunuyor
IFS 1983 yılında İsveç’de kurulmuş. İşletmelerin verimliliklerini arttıran kurumsal yazılım çözümleri üreten IFS, o tarihten bu yana hızla büyümüş. Şu anda 54 ülkedeki 80 ofisi ve 6 ülkede bulunan ARGE merkezleri ile hizmet 3.000’in üzerinde müşteriye hizmet vermekte. IFS’in açılımı Industrial & Financial System olan IFS’nin Türkiye Pazarlama Müdürü Öznur Tekiner ile şirketleri ve Kurumsal Kaynak Planlaması çözümleri üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.

‘İyi analiz ve ihtiyaç tespiti ile başarıya ulaştırıyoruz’
İşletmeler tüm iş süreçlerinde; birimler arasındaki iletişimi sağlayacak ve bilgi akışını düzenleyecek yapılara ihtiyaç duyarlar. ERP kullanmayan işletmeler; bunu firma içerisinde dolaşan formlarla, birimlere özel yazılımlar ile ya da çalışma sayfaları ile çözmeye çalışırlar. Temelde belirli bir ölçeğin altında bu yöntem işletmeyi bir süre idare edebilir. Ama bir süre sonra bu yöntem içinden çıkılmaz bir hal alır, zamanla kontrol kaybolmaya, verilere doğru zamanda ve eksiksiz ulaşmakta sıkıntılar yaşanmaya başlanır. Bu durum, hızlıca verilmesi gereken operasyonel bir karardan, şirketin geleceğini etkileyecek stratejik bir karara kadar birçok noktada problem oluşturur.
Bu noktada çözüm tüm kısımlarının kullandığı, firmanın iş akışlarına uygun ve süreçlerde tam izlenebilirlik sağlayan iş yönetim sistemleridir. ERP sistemleri bu yapılanmayı sağlamaktadır. ERP İşletme için gerekli ve değerli olan her bir veriyi kaynağında sisteme dâhil ederek, doğru iş akışlarının işletilmesi sağlar. Yolunda gitmeyen ya da riskli olan noktalarda bu riskler gerçekleşmeden uyarılarda bulunur. Herhangi bir karar noktasına gelindiğinde bu kararın alınması için gerekli tüm veriyi süzerek net analizler ortaya çıkartır.
Tüm bu yapılanma, daha güvenilir süreç yönetimi ve müşteri beklentilerine daha hızlı cevap verebilmenizi sağlar, müşterilerinizden gelen ya da pazarda oluşan değişikliklere karşı hareket kabiliyeti kazandırır. Herhangi bir noktada fayda maliyet analizlerini kolaylıkla çıkartmanızı ve doğru kararlar vermenizi sağlar. Böyle bir iş yönetim sistemine sahip olmak artık bir ayrıcalıktan çok bir zorunluluk haline geldi. Birçok işletme bu yapılanma altında süreçlerini yönetirken, eski usuller ile yürümeye çalışan firmaların doğru hamleler yapabilmesi çok olanaklı değil.
IFS olarak bu konuda net bir çizgimiz var. Özellikle firmaların süreçlerini iyi analiz ederek, ihtiyaçlarını kendileri ile paylaşıyoruz. IFS’nin dünyanın 6 farklı ülkesinde bulunan 1000’den fazla mühendisin çalıştığı ARGE Merkezleri mevcut. Bu merkezlerde de sektörlere özgü ihtiyaçlar ve süreçler belirlenerek, bunlara uygun özel çözümler geliştiriliyor. Örneğin; inşaat sektörü için İngiltere’deki ARGE merkezinde geliştirilmiş çözümümüz hak ediş yönetiminden, proje yönetimine kadar inşaat sektörünün ihtiyaç duyduğu ya da duyacağı tüm çözümleri tümleşik bir şekilde ve gelişmiş IFS ERP platformunda sağlıyor.
Ayrıca servis odaklı bileşen mimarimiz sayesinde, adım adım devreye alınan parçalar ile yine şirketler kendi bütçeleri ve öncelikleri doğrultusunda IFS ERP girişimine başlayabiliyor. Bu konuda da kendi sektör ve alanlarında uzman olan danışmanlarımızın bilgi birikimini firmalara aktarmış oluyoruz. Bu modüler yapının KOBİ’lere sağlayabileceği en büyük avantaj da firma hangi büyüklüğe ulaşırsa ulaşsın IFS ERP ihtiyaçlarını karşılayabilmesidir.

Amaç dünya standartlarında rekabet gücü sağlamak
IFS ERP’nin en önemli özelliklerinden birisi SOA mimarisi. Uygulama yaklaşık 6.000 adet küçük servisin bir araya gelmesinden oluşuyor. Bu yapı ciddi bir esneklik sağlıyor. Kurulum aşamasında adım adım devreye alarak çok daha sorunsuz ve rahat bir geçiş sağlanıyor. Geliştirmelerin yapılması sırasında bir bütünü değiştirmek yerine yalnızca istenilen serviste geliştirme yapıyorsunuz. Bu bize müşteri ihtiyaçlarına cevap verebilmek noktasında büyük bir güç katıyor. Sürüm geçişlerinde de çok daha hızlı ve rahat bir şekilde geçişi sağlayabiliyoruz. Üstelik, sistem açık kaynak kodlu. Yani kendinizde bize bağımlı olmadan geliştirmelerinizi yapabiliyorsunuz.
IFS ERP’nin esnek mimarisi ,aynı zamanda başka sistemler ile de kolaylıkla bütünleşmemizi sağlıyor. Üretim otomasyon sistemleri, depo otomasyon sistemleri, turnike ve personel takip sistemleri, Cad sistemleri bütünleşmeleri sıklıkla yaptığımız tümleşmeler. Sonuçta amacımız, çalıştığımız firmalara Dünya standartlarında rekabet gücü kazandırmak. Bizim odak noktamız kurumsal bilginin en faydalı şekilde tek bir ortak dilde akışını sağlamak. Firmaya bu gücü kazandırmak için her türlü araçtan da faydalanıyoruz.
IFS ERP, KOSGEB’in sunduğu teşvik programında yer alıyor. Birçok müşterimiz bu teşvikten yararlanarak IFS ERP sistemlerini kurdu. Ayrıca şu anda yoğun olarak TURQUALITY kapsamındaki firmalarla görüşüyoruz. Şirketimiz 1. Sınıf TURQUALITY listesinde olduğu için bu kapsamdaki firmalara da önemli avantajlar oluyor.
Ayrıca biz bir mühendislik şirketiyiz. Kadromuz son derece tecrübeli. Bu hızlı ve başarılı danışmanlık hizmeti vermemizin kaynağında da bu yatıyor.

IFS farkını ortaya koyuyor
2011 teknoloji yatırımlarının hızlandığı bir yıl oldu. Ancak en çok gündemde olan ürünler PLM (Product Life Cycle Management, Proje Yönetimi, BI ve Bakım Yönetimi. Artık klasik ERP yazılımları firmaların geçici bir süre ihtiyaçlarını karşılıyor ancak bir ürünün tasarımdan üretime, lojistikten, satış sonrası servise kadar tüm süreçlerini kapsayabilen yazılımlar müşterilerin ihtiyacını tam olarak karşılayabiliyor. Ne yazık ki bu döngüyü tam olarak tek bir ürün ile karşılayabilen yazılımlar çok az. IFS’in bu noktada fark yarattığını söyleyebiliriz. Ayrıca ERP ile birlikte proje Yönetimi gibi bir sürecin de oluyor olması, proje temelli çalışan firmalarda IFS farkını ortaya koyuyor. Özellikle inşaat, gemi sanayi ve savunma sanayi gibi sektörlerin IFS’i tercih etmesinin sebebi de bu. Aynı zamanda firmalar mevcut kaynaklarının önemini de daha iyi anlamış durumdalar. Bu nedenle bakım ve onarım yönetimi bu sene gündemde olan bir diğer konuydu. IFS’ın çıkış noktalarından birisi enerji sektörü için geliştirilen bir bakım yazılımıdır Bu da bizim o noktadaki gücümüzü daha net anlatıyor.

IFS Enterprise Exporer
IFS olarak bu sene son sürümümüz IFS Enterprise Exporer’ı pazara duyuracağız. Enterprise Explorer IFS’nin tüm dünyadaki ARGE merkezlerinde 4 yıldır geliştirilen bir proje. Klasik ERP döngüsünden farklı olarak, tamamen kullanıcı verimliliğine odaklanılarak geliştirildi. Şu an testleri tamamlandı, pazara sunulduğunda ERP dünyasında kalıplaşmış kavramları değiştirecek. Bu fikir aslında IFS’nin genel stratejisinin ürünü. IFS ERP iş akışları ve işlevleri bakımından işletmelerin ihtiyaçlarını sağlayacak geniş özelliklere sahip. Bu konuda hem dünyada hem Türkiye’de kendini kanıtlamış durumda. Ama IFS’i asıl farklı kılan tüm bu detaylı yapıya karşın esnek yapısı ve kolay kullanılabilirliği. IFS bu konuda sektörün hep bir adım önünde yer alıyor. Enterprise Expolorer da bu stratejinin bir ürünü.
IFS Enterprise Expolorer sürümünün asıl hedefi kullanıcı verimliliğini arttırmak. Bilindiği gibi ERP yazılımlarının arayüzleri karışıktır. IFS ERP Enterprise Expolorer sürümümüz ile daha hızlı ve rahat kullanım özellikleri olan arayüzler sunuyor olacağız. Böylelikle IFS ERP, sistemi kullanan kişilerin işini kolaylaştırırken, farklı nedenlerden dolayı sisteme dâhil etmekte zorlandığınız kişileri de kolaylıkla sistemle bütünleştirebilmenizi sağlayacak. Bu da, tüm kurumsal verinin daha rahat işletilmesi demek. Sonuçta, hem çalışanlar hem de işletme için avantaj sağlıyor. Bunun için geliştirme öncesinde geniş çaplı müşteri araştırmaları ve ciddi bir ergonomi ve tasarım çalışması yapıldı.

Netsis ile uçtan uca çözümler
“Netsis, yüzde 100 Türk sermayeli bir yazılım şirketi olarak 1991 yılında İzmir’de kuruldu. Bu gün 100’ü aşan kadromuz ve 400 çözüm ortağımızla 35 bin müşterimize hizmet veriyoruz. Yüzde 100 müşteri memnuniyetine odaklı uzman proje ekibimiz ile büyüme hedefimize her geçen gün daha çok yaklaşıyoruz ve İstanbul, Ankara, Azerbaycan, Mısır, Ukrayna, İran ofislerimizle faaliyetlerimizi sürdürüyoruz” şeklinde Netsis’i anlatmaya başlayan Genel Müdür Timur Turgutlu, geçtiğimiz ay Kurumsal Kaynak Planlanması dosyamız için konuğumuz oldu. Turgutlu sözlerine şöyle devam etti: “Sadece yazılım ürünü sunmakla kalmıyor; aynı zamanda eğitim, uygulama desteği ve danışmanlık hizmetleri de vererek müşterilerimize ihtiyaçlarına en uygun hizmeti sunma yaklaşımı ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ülkümüzün önemli bir parçası ise, Türkiye'den dünyaya yazılım ihraç etmek. Mısır, İran, Ukrayna ve Azerbaycan’da çok sayıda müşterimiz bulunuyor.

Netsis’in ERP’deki rolü
ERP yazılımları, temel olarak şirketlerin üretimden satışa, finanstan insan kaynaklarına tüm iş süreçlerini ortak bir sistem üzerinden yürütebilmesini; böylelikle daha hızlı, verimli ve hatasız çalışabilmesini destekleyen bir yapıdır. Doğru konumlandırılan bir sistem sonrasında şirketler iş gücünden kırtasiye masraflarına, enerjiden zamana kadar büyük ölçüde tasarruf sağlarlar. Bu anlamda ERP yazılımları, şirketlerin kurumsal yeteneklerini ve verimliliklerini artırarak rekabet avantajı sağlayan temel bir sistemdir. ERP, çok uluslu şirketlerden, küçük ölçekli girişimcilere kadar iş dünyasında var olmak isteyenler için önemli ve kritik bir altyapıdır. Netsis olarak buradaki rolümüz ise, uzman kadromuz ve profesyonel hizmet anlayışımız ile bu sistemi en iyi şekilde müşterilerimize sunmak.
Güçlü bir rekabet ortamında öne çıkmak isteyen ve değişikliklere ayak uydurmak isteyen kurumlar, ERP yazılımları ile iş yapış biçimlerini günümüzün gerekliliklerine uydurmaya devam ediyor. Biz de Netsis olarak ERP çözümlerimizi pazar koşullarına göre sürekli değişkenlik gösteren ihtiyaç ve beklentilere uygun şekilde güncelleştiriyoruz. Aynı zamanda yerli bir yazılım şirketi olmamızdan dolayı mevzuatlara uygunluğumuz ve müşterilerimizle aynı dilden konuşabiliyor oluşumuzun bizim çözümlerimizin tercih edilmesi konusunda bir avantaj olduğuna inanıyoruz. Sadece kurulum değil, kurulum sonrası hizmetlerin de aynı kalitede sürdürülebilir olması gerektiğini düşünüyoruz.

“Müşterilerimizin e-pazardan fazla pay alabilmelerini sağlıyoruz”
Sürekli güncellediğimiz ve teknolojiyle de paralel olarak yapılandırdığımız çözümlerimizle şirketlerin üretimden satışa, finanstan dağıtıma tüm süreçlerini ortak bir altyapı üzerinde bütünleştiriyor; böylelikle hem daha hızlı, hem de hatasız çalışmalarını destekliyoruz. E-ortama aktarılan iş süreçleri ile zamandan, insana dayalı hata riskinden, fazla mesailerden, kırtasiye giderlerinden, fazla stok maliyetleri ve daha birçok giderden tasarruf sağlamalarına yardımcı oluyoruz. Ayrıca küresel tedarik zincirlerinin bir parçası olmak isteyen kurumlara B2B pazarlara yönelik e-ticaret çözümlerimizle destek sağlıyoruz. Son kullanıcıya yönelik ürün satan müşterilerimizin de e-pazardan daha fazla pay alabilmeleri için gereken e-ticaret uygulamalarını yapılandırıyoruz.

“İş çözümleri alanında hala en çok ihtiyaç duyulan ve yatırımların giderek arttığı alan ERP…”
İş süreçlerini e-ortama taşıyan, bütünleştiren, hızlandıran, verimliliği ve karlılığı artıran ERP çözümleri, şirketler için temel bir ihtiyaç.
Müşteri odaklı şirketler için müşteri ilişkileri yönetimi (CRM), analiz ve raporlama araçlarını kullanarak geleceğine ışık tutmak isteyen şirketler için iş zekası (BI) uygulamaları da ikincil temel uygulamalar olarak karşımıza çıkıyor. Bu temeli oluşturabilmiş şirketler için ise artık İnternet’i kullanarak küresel pazarlara açılmak, yeni iş fırsatları yakalamak ve işlerini geliştirmek üzere e-ticaret çözümleri devreye giriyor. Günümüzde küresel tedarik zincirleri içinde yer almak, rekabette var olmanın temel koşulu durumunda.
Öte yandan bütçe, teknik ekip ya da donanım yetersizliği gibi nedenlerle bilişim yatırımlarına uzak kalan ciddi büyüklükte bir kitle var. Bu noktadan hareketle yazılımın satın alınması yerine aylık bedeller karşılığında kullanılabilmesi modeli (SaaS) öne çıkıyor. Netsis olarak, SaaS modelli ilk iş yazılımını kullanıma sunduk. ‘Netlite.Net’ isimli bu çözüm ile, şirketler yazılımı satın almadan aylık bedeller ödeyerek kullanabiliyor. Böylelikle hem yazılım yatırımlarında %90’a varan bir tasarruf sağlıyor, hem de orijinal yazılım kullanıyorlar.
Netsis olarak CRM pazarında tüm kategorilerdeki müşterilere hitap edecek yeni nesil uygulamaları pazara sunmaya hazırlanıyoruz. Hali hazırdaki CRM uygulamamızdan gelen bilgi ve birikimlerimizi, küresel eğilimler ve sektörel dinamiklerle harmanlayarak yeni nesil bir CRM paketini, SaaS (Hizmet Olarak Yazılım) modelinde müşterilerimize ulaştıracağız. Operasyonel, analitik ve sosyal CRM boyutlarında kullanıma olanak sağlayacak yeni ürün ailesinde müşteri çeşitlendirmesi ve puanlaması, çapraz satış, boş alan analizi, kampanya sonuç değerlendirmesi gibi pek çok katma değerli işlev yer alacak. Şirketlerin müşterilerini sosyal medya üzerinden tanıyabilmelerini sağlayacağız. Böylelikle şirketler, müşterilerini çok yönlü olarak takip ve analiz edebilecek.

Telepati’ye teşekkür
Sektörün son 17 yılda gösterdiği gelişmeye tanık olmanın ötesinde, yayınlarıyla katkı sağlayan Telepati dergisinin yönetimini ve ekibini kutluyoruz. Başarılarla dolu daha nice yıllara ulaşmanız dileğiyle.

450 şirketin BT’sini yöneten UyumSoft, bu yıl %60 büyüme hedefliyor
Ülkemizin yerli yazılım firmalarından biri olan UyumSoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri A.Ş. firması, bu yıl %60 büyüme hedefliyor. Faaliyete başladığı 1996 yılından itibaren, bilişim, otomotiv yan sanayi, gıda, tekstil gibi çeşitli sektörlerde yerli ve yabancı 450 şirketin BT-Bilişim Teknolojilerini yöneten UyumSoft, yazılım ve danışmanlıkta Türkiye’nin dünyaya açılan penceresi olarak yoluna devam ediyor. Firma, Kurumsal Kaynak Planlama (ERP), İş Zekası (BI), B2B, B2C, CRM gibi konularda yazılım ve danışmanlık hizmeti veriyor.
Son 3 yıldır ARGE yaparak üzerinde çalıştığı her lisana uyarlanabilen ‘UyumSoft Web tabanlı ERP’ ile, Türk Cumhuriyetleri ve Ortadoğu ülkelerine yazılım ihraç eden UyumSoft firması, önümüzdeki dönemlerde Afrika ve Avrupa ülkeleri ile Amerika’ya da yazılım ihracatı planlıyor. 2011 ve devam eden yılların ‘atılım yılları’ olacağını kaydeden UyumSoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri A.Ş. Genel Müdürü Mehmet Önder, “Son 3 yıl içerisinde yaptığımız ARGE çalışmaları ile 2011 ve devam eden yıllar, atılım yılımız olacaktır. Nitekim, kamu ve özel sektörde, başarılı projelere imza atmaya devam ediyoruz. Ülkemizin yanı sıra, komşumuz olan ülkelerde de kamu ve özel sektör projelerinin içerisinde yer alacağız” dedi.

Her lisana uyarlanabilen ‘UyumSoft Web tabanlı ERP’ ile ihracat yolculuğu başlıyor
Her lisana uyarlanabilen ‘UyumSoft Web tabanlı ERP’ ile dünyanın birçok ülkesine ihracat yapmayı planladıklarını ifade eden Mehmet Önder, hedeflerin arasında komşu ülkelerin yanı sıra; Afrika, Amerika ve Avrupa ülkelerinin yer aldığını belirtti. Özel sektörün yanında, kamudaki çalışmalara değinen Mehmet Önder, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), T.C. Sanayi Bakanlığı, T.C. Devlet Demiryolları (TCDD), Türkiye Kızılay Derneği gibi kamuda başarılı projelere imza attıklarını anlatarak, ülkemiz kamusunda elde ettikleri başarıları Azerbaycan’ın ardından Türk Cumhuriyetlerine ve KKTC’ye taşıyacaklarını söyledi.

ERP yatırımı, olmazsa olmazı oluşturuyor
Günümüz bilgi çağında, işletmelerde ERP yatırımının olmazsa olmaz olduğunu anlatan Mehmet Önder, konuşmasına şöyle devam ediyor: “ERP, işletmenin bir makinesi gibidir ve olmazsa olmaz önceliklerinden biridir. İşletmelerin, iş süreçlerini etkin yöneterek dünyayla rekabet etmeleri noktasında, ERP sistemin bir parçası ve aynı zamanda sistemi oluşturan yapıdır. Son yıllarda, uluslararası arenada atağa kalkan Türk KOBİ’leri, yoğun şekilde ERP yatırımlarını yapmaktadırlar. Aynı zamanda, işletme içindeki tüm iş süreçlerini anlık ve doğru verilerle, gelecek öngörüleri ile etkin şekilde yöneten işletmeler; olası krizlerden çok az etkilenerek çıkmaktadır.”

UyumSoft, proje tabanlı çözüm üretiyor
Paket program sunmadıklarını belirten Mehmet Önder, müşterilerine proje tabanlı çözüm üreterek hizmet sunduklarını söyledi. Her zaman, müşterinin talep ve beklentilerini dikkate alarak, ürünü müşterinin ihtiyaçlarına göre tasarladıklarını anlatan Mehmet Önder, şunları söyledi: “Müşterilerimizin, hiçbir talebini cevapsız bırakmıyoruz ve taleplerini, iş disiplini içinde yerine getiriyoruz. Zira KOBİ’ler, kendilerini anlayan, kendileri gibi düşünen, kıvrak zekalı, iş disiplini olan ve öngörü veren firmaları tercih ediyorlar. UyumSoft olarak, amatör ruhla profesyonel iş çıkartarak, müşteri memnuniyeti odaklı çalışıyoruz. Bu durumda, ülkemizin yanı sıra, dünya pazarlarında başarıya ulaşmamızı sağlıyor. Bu arada, ARGE’ye büyük önem veriyoruz” şeklinde konuştu.

15 üniversite ile işbirliği yapıyor
Kuruluşundan itibaren üniversite-sanayi işbirliğini sürdürdüklerini kaydeden Mehmet Önder, şunları söyledi: “UyumSoft Web tabanlı ERP Programı, üniversitelerde ders aracı olarak kullanılıyor. Kocatepe Üniversitesi, Fatih Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (FÜSEM)’nin de aralarında bulunduğu eğitim kurumlarıyla yaptığımız işbirliğiyle gerçekleşen UyumSoft Akademi eğitimi günleri ile ‘ERP Sertifika Programı’ eğitimleri veriyoruz. Yaklaşık 15 üniversite ile işbirliği içerisindeyiz. Son 5 yıldır, sosyal sorumluluk projesi kapsamında eğitim verdiğimiz 600 genç, UyumSoft’un hizmet verdiği müşterilerinde istihdam ediliyor. Böylece, müşterilerimizden gelen kalifiye eleman ihtiyacını da cevaplamış oluyoruz” şeklinde konuştu.

İngiltere’de iş kurmak Türkler için çok daha kolay

İngiltere’de iş kurmak Türkler için çok daha kolay



İkisi elektronik oyun sektöründen diğeri ise mobil altyapı yazılımları geliştiren üç Türk teknoloji firması ve İngiltere Ticaret Ataşeliği ile birlikte İngiltere’de özellikle de sektörümüze yönelik iş yapma, firma kurma fırsatlarını öğrenmek üzere bir heyet gezisine katıldık.
Türk firmalar Peak Games, Duello Games ve RTCO ile birlikte gerçekleştirdiğimiz İngiltere seyahatinde İngiltere’de iş yapmak için gereken tüm ayrıntıları yerinde öğrendik ve siz değerli okuyucularımız için derleyip, toparladık. Sadece o mu? Birleşik Krallık’taki oyun ve sosyal medya eğilimleri konusunda da çok güncel ve faydalı veriler elde ettik.
Aslında Birleşik Krallık’ta iş kurmak, ticari faaliyetlerde bulunmak sanıldığından çok daha kolay. İngiltere’de kurulum sırasında size danışmanlık yapabilecek ve tüm kurulum işlemlerinizi sizin adınıza yürütebilecek birçok kuruluş var. Bunlardan bazıları ile detayları konuştuk. Ayrıca Birleşik Krallık Ticaret ve Yatırım Kurumu (UKTI) yetkililerinden ise vize koşulları ve vergilendirme ile ilgili bilgiler edindik.

Grant Harrod Parkinson’dan bir firma kurmadan önce yapılması gerekenler
2003 yılında ticari deneyimlerini uygulamaya başarıyla koyabilen 4 girişimcinin ortak çalışması ile kurulan Grant Harrod Parkinson firmasının yöneticisi Jonathan Grant yaptığı sunumda verdikleri hizmetleri ve sağladıkları destekleri anlattı. Grant Harrod Parkinson muhasebe hizmetleri, vergilendirme ve uyum hizmetleri konusunda odaklanmış, özellikle yabancı yatırımlara yön göstermeyi ilke edinmiş bir kuruluş. Birleşik Krallık’a iş kurma amacıyla gelirken 4 hususa dikkat çekiyor şirket: Erken stratejik danışmanlık, detaylı stratejik danışmanlık, uyum tavsiyesi ve operasyon danışmanlığı. Erken stratejik danışmanlık öncelikle ticari stratejinin belirlenmesiyle açığa çıkıyor ve gerekçelerin iyice irdelenmesi ve belirlenmesi gerekiyor.
Birleşik Krallık Ticaret ve Yatırım Kurumu’nun (UKTI) yönlendirmeleri ve tavsiyeleri kesinlikle takip edilmeli ve iyi incelenmeli. Mekânın, teşviklerin ve IP merkezinin neresi olacağının belirlenmesi de diğer erken stratejik tavsiyeler olarak gösteriliyor. Detaylı stratejik danışmanlık kısmında ise hangi iş geliştirme araçlarının kullanılması gerektiği konusunda tavsiyeler mevcut. Transfer fiyatlandırması konularında, küresel vergilendirme ve telafi konularında çok ciddi yönlendirmelere ihtiyaç vardır. Uyum danışmanlığında ise ele alınan konular vergi uyumu, bordro, defter tutma, muhasebe ve raporlama ana başlıkları altında toplanıyor. Operasyon danışmanlığındaki başlıklar ise; yerel hazine yönetimi, yönetim raporlaması, iş konumu ve posta yönlendirmesi.
Grant Harrod Parkinson firması İngiltere’de iş kurmak isteyen kuruluşlara oldukça stratejik danışmanlık hizmetleri sağlıyor. Yüksek deneyimli ve Birleşik Krallık kanunlarını iyi bilen çalışanları ve hukukçuları ile eş zamanlı çalışan şirket, vergilendirme, muhasebe ve strateji belirleme konularında ilk adımda önemli bir yol gösterici konumunda. Uyum desteği konusunda da danışmanlık hizmetleri veren şirket, bordro, defter tutma, vergi sicil kaydı vb. birçok bürokrasi gerektiren, zor görülen ve zaman gerektiren işi girişimci firmayı doğru şekilde yönlendirerek sağlıyor. Grant Harrod Parkinson firması, verdikleri hizmetler konusunda bilgi almak isterseniz firmaya (jonathan.grant@ghp.uk.com) e-posta adresinden ve +44 (0) 1895 633033 numaralı sabit telefon numarasından ulaşabilirsiniz.

Birleşik Krallık’ta adım adım iş kurmak
Etkinlikte bir Dış Kaynak İş Çözümleri firması Artaius Limited’in yöneticilerinden Melanie Troiano ve Robert Coe yaptıkları sunumlarda İngiltere’de iş kurmanın temel basamaklarını anlattılar.
Oturumda, hedefi daima müşteriye hizmetlerde, uzmanlık alanlarının her birinde yüksek bir standart sağlamak olan Artaius Limited ile çalışmanın küçük ve orta ölçekli şirketler için somut faydalar getirildiği üzerinde duruldu. Oturumdaki sunumlarda ön plana çıkarılan bilgileri ve yorumları sizler için derledik.
İngiltere’de firma kurmak doğru yönergeler takip edildiğinde, doğru mercilerin takibi sayesinde aslında çok zor değil gibi görünüyor. Firmanın temelleri atılırken özellikle odaklanılan ve yapılacak iş kategorisinin doğru seçilmiş, ülke kültürü ve ekonomisi tarafından ilgi görecek türden olması gerekli. Seçilen iş sahasının vergilendirme ve teminat maddelerinin, daha sonradan maddi anlamda ciddi sürprizlerle ve işin başlamadan bitmesi durumuyla karşılaşılmaması için çok iyi araştırılıp, incelenmesi gerekiyor. İngiltere’de vergi rejimi duruma ve seçilen iş sahasına göre çok ciddi değişiklikler gösterebiliyor. Daha işyerinizin adını seçerken bile stratejinin sekteye uğramaması adına, düzgün bir şekilde seçilmesi gerekiyor; kurallar oldukça belirgin ve işletme isimleri birbirlerine yakın olabilir, fakat aynı olamaz. Birleşik Krallık’ta ticari varlık türleri dörde ayrılıyor. Bunlardan ilki özel Limited şirketler. Bir Limited şirket ayrı tüzel kişiliğe bağlı olsa bilse ana şirket konumunda. Üyelik sermaye paylaşımı ile gerçekleştirilebiliyor. Şirket tek başına da olabilir ya da bir ana şirketin uzantısı şeklinde de faaliyetine başlayabilir. Bu tür şirketlerin işe başlayabilmeleri için Birleşik Krallık’ta kayıtlı bir ofisleri olmasına gerek yok. İngiltere’de yaşayan yönetici veya çalışanlar için de ticari adres zorunluluğu hükmü kanunda yer almamakta. Bir şirket Krallık’taki hangi ülke sınırları içinde yer alıyorsa, o sicile kayıtlı olarak gözükmeli (Kuzey İrlanda, Galler, İrlanda, İngiltere). Eğer kurulacak şirket dünya çapında bir şirket ise ve Krallık’ta boy gösterecekse belli eşikler söz konusu. Bunlar brüt gelirin 6,5 milyon veya brüt varlıkların 3.260.000 sterlini aşması.
Bir diğer şirket modeli ise, Kamu Limited Şirket modeli. Aslında bu model de özel Limited şirket kurulum aşaması ile benzer özellikler taşıyor, kurulması ve faaliyete geçirilmesi gözünüzde fazla büyütülmeyecek şekilde. Öncelikli zorunluluk sermaye yatırımının en az 50 bin sterlin olması. Aslında ilk girişte ödenmiş sermayenin nakit 12bin500 sterlin olması ve zaman aralıklarında sermaye artırımına gidilmesi taahhüdü de yeterli olabiliyor.
Bir diğer şirket profili, Birleşik Krallık kuruluşu olmak. Krallık ülkelerinden birinde merkez kurulmuş, diğer ülkelerden birinde faaliyete başlanacak olabilir. Devlet bu tür yapılar için de gerekli düzenlemeleri kusursuz şekilde oluşturmuş ve ticari uzlaşma ortamını sağlamış.
2000 yılında yapılan düzenlemelerle ortaya çıkan bir başka şirket çeşidi ise, Limited ortaklığı şirketleri. Bu tür firmalar, daha çok şeffaf vergi ortaklığı hükmünü esas alıyor. Şirketin yıllık gelir tabloları her zaman açık ve Companies House denen kurumla sürekli paylaşım halinde olması gerekmekte. Bu tür şirketler özelliklere ortak büro ve ofis kurmak isteyen avukatlar, muhasebeciler ve genelde finansal hizmet sektöründe çalışan ve iş kurmayı düşünen profesyoneller için ideal.

Vergi rejimi
Firmanızın hangi şirket modelinden olacağına eminseniz, sıra İngiltere’deki vergi rejimini yakından incelemeye geliyor. Krallık’ta aynen ülkemizde olduğu gibi, belirgin vergi başlıkları var ve bunlara kaydolunması gerekmekte. Bunlar sırasıyla Kurumlar Vergisi, İstihdam Vergisi /Kazandığın kadar Öde Vergisi ve Katma Değer Vergisi. Kurumlar Vergisi kaydı resmi gazetede belirtilen hükümler yerine getirildikten sonra çok da zor olmayan bir iş. Kayıt için yöneticilerin isimleri, eğer varsa faaliyet gösterecek olan firmanın ana şirketinin ismi, ticari faaliyet belgesi, ilk dönem sonu şirket hesapları gerekli. Kurumlar Vergisi’nde ödenmesi gereken tutarlar ise şu şekilde: 1,5 milyon sterlini aşan karlarda (standart oran) yüzde 26; 300.000 sterlin altında gelirlerde (küçük şirket oranı) yüzde 20; kar üzerinde etkin marjinal oranı 300.000 sterlin ile 1,5 milyon sterlin arasında olanlarda yüzde 27,5.
İngiltere’de iş kurmayı planlayan kişi/firmalara farklı konularda danışmanlık verebilecek birebir görüşmelerde bulunduğumuz firmalar ve Web adresleri ise şöyle:
Bölgesel insan kaynağının oluşturulması ve sizin adınıza yönetimi konusunda GlobalXtend (www.globalxtend.com), hukuk danışmanlığı alanında Taylor Wessing (www.taylorwessing.com), operasyon/genel danışmanlık konularında Huntor Consulting (www.huntor.co.uk), üniversite kavramını yeni baştan yaratmış bir üniversite (sanayi ile direk işbirliği içinde, derslik kavramı olmayan ve tüm öğrencileri gerçek firmaların projelerinde görev alan bir yapı, firma olarak direk üniversite içinde faaliyet göstermek mümkün) Ravensbourne (www.rave.ac.uk) ve az önce iletmiş olduğumuz bilgileri bize aktaran mali danışmanlık firması Artaius (www.artaius.com).

İş kurma ve çalışma vizesi
Peki, Türk vatandaşları iş kurmak ya da Birleşik Krallık sınırları içerisinde ticari faaliyetlerde bulunmak için ne gibi vize işlemleri ile karşı karşıya kalacak? Etkinlikte gerçekleştirilen sunumlarda bu önemli konu ile ilgili de bilgiler aldık. Türk Avrupa Topluluğu Ortaklık Anlaşması (ECAA) İngiltere’de ticari faaliyete başlanmadan önce kati suretle iyice anlaşılmalı ve bilinmeli. Eğer bir Türk vatandaşı Birleşik Krallık’ta yasal olarak çalışmak istiyorsa, bazı yükümlülükleri yerine getirmesi gerekiyor. İngiltere’de bir yıl çalıştıktan sonra çok daha fazla kalma izni alınabiliyor; 3 yıl geçtikten sonra işveren değiştirilebiliyor, 4 yıl çalışıldıktan sonra ise istenilen iş kategorisinde herhangi bir işverenle çalışmak mümkün kılınıyor.
Çalışma vizeleri Puan Tabanlı Sistem Sınıfları ismiyle kendi içinde beşe ayrılıyor. Bunlardan ilki bireysel yeteneklerini verimlilik, üretkenlik ve büyüme adına geliştirmiş olanlar için bir vize çeşidi. Bir diğeri vasıflı eleman olup, talep doğrultusunda İngiltere’deki işgücü boşluğunu dolduranlar için. Şu sıralar askıya alınan sınırlı sayıda düşük vasıflı işçinin yine eksik işgücüne yardımcı olup, boşluğu doldurması. Diğer bir topluluk öğrenciler. Bir diğer sınıf da gençlik hareketleri ve geçici işçiler. Bunlar Birleşik Krallık’ta sınırlı sürece ekonomik beklenti olmadan çalışmasına izin verilmiş kısım.
Peki, girişimci vizesinde ana vize almak için neler yapılmalı? Öncelikle yeni veya mevcut bir işe en az 200.000 sterlin yatırım yapmış olmak gerekmekte. Bu yatırımı İngiltere’ye yapmak için iki kişi bir araya gelip de vize alabilirler. Üç yıldan sonra uzatma aşamasında ise en az iki iş kolu oluşturulmuş olmalıdır. Ülkeye hızlandırılmış yerleşim de mümkün. Bunun için en az 10 adet iş faaliyeti oluşturulmuş olmak ve satın almalar ve mevcut işin durumu dahil 3 yıl içinde en az 5 milyon sterlin gelir elde etmek gerekiyor.
Yeni vizede ise, durumlar biraz daha hafif. Örneğin işe 50.000 sterlin yatırmakla başlayan süreçte, bu yatırımı karşılamak amacıyla yine iki kişi vize alabiliyor. Birleşik Krallık Kapitalist Girişimi, Birleşik Krallık Hükümet Departmanı, UKTI tarafından akredite olmuş tohum yatırımı yapan fonlarla bunu gerçekleştirmek mümkün. Tech City girişim desteği de unutulmamalı. Yeni potansiyel girişimcilik vizesi sermaye artırımı için 6 aylık süre tanıyor girişimciye.
Sıra geldi yatırımcı vizesine. Bu vizenin sahibi olmak için öncelikle Birleşik Krallık için 1 milyon sterlinlik bir yatırıma gitmeniz gerekiyor (ya da 2 milyon sterlin değerinde varlık). Birleşik Krallık’ta hisse senedi, fon ve değerli kağıt gibi yatırım araçlarına en az 750 bin sterlin yatırım da gerekmekte. Hızlandırılmış yerleşim izni alabilmek için ise iki yıllık yatırım bedelinin 10 milyon sterlin, üç yıllık yatırım bedelinin ise 5 milyon sterlin olması gerekiyor. Her yıl 180 gün Birleşik Krallık dışında geçirebilirsiniz. Bakım fonu ile uğraşmaya ya da dil bilme mecburiyetine de gerek görülmüyor.

Ankara Antlaşması Vizesi
Ankara Anlaşması’nın yürürlüğe girmesi ile İngiltere’ye yatırım yapma imkanlarının önünün açıldığını hemen dile getirelim. Eskiden bu tür başvurularda 200.000 sterlin sermaye şartı aranırken, yeni mevzuata göre, yapılacak işi destekleyecek bir sermayenin olması yeterli olacak. Bu çerçevede, bütün Türk vatandaşları Ankara Antlaşması vizesinden faydalanabilir. İngiltere’de serbest meslek sahibi olarak kendi işinizi yapmak istiyorsanız veya bir işyeri almak veya bir işyerine ortak olmak istiyorsanız bu vize türünden faydalanabilirsiniz. Ayrıca, bu vizeye başvuruyu hem Türkiye’den hem de İngiltere’den yapabilirsiniz. Türk vatandaşlarını yakından ilgilendiren Ankara Antlaşması başvuru şartları ise şunlar:

Yeni bir iş kurmak veya serbest meslek sahibi olarak çalışmak için;
- Kendi işinizi kurup yürütmenize yetebilecek kadar parayı İngiltere’ye getiriyor olmanız,
- Yapacağınız veya kuracağınız işin gerçekçi olarak sizi ve varsa size bağlı olarak yaşamlarını sürdüren aile üyelerini geçindirecek oranda, sizi iş aramaya itmeyecek bir seviyede size maddi gelir sağlayacağını göstermeniz gerekmekte.

Hâlihazırda çalışmakta olan bir işyerini devralıyorsanız veya ortak olarak giriyorsanız;
- İşletmenize yatıracağınız paranızı İngiltere’ye getiriyor olmanız,
- İşiniz dolayısıyla oluşabilecek sorumluluklarınızı maddi anlamda karşılayabilecek durumda olduğunuzu belgelemeniz,
- İşinizden veya devraldığınız işletmeden size düşen kar payının siz ve size bağlı olarak yaşamlarını sürdüren bireylerin geçimini, sizi bir iş aramaya zorlamayacak şekilde, sağladığınızı göstermeniz,
- İşinizin yönetiminde ve yürütülmesinde aktif olarak rol aldığınızı göstermeniz,
- Yapacağınız yatırım ve sağlayacağınız servisler için hakikaten bir ihtiyaç bulunduğunu göstermeniz,
- Devraldığınız veya alacağınız işyerinin önceki yıllara ait onaylı muhasebe kayıtlarını sağlamanız,
- Ortaklığınızın veya işyeri devrinin üstü kapalı bir işçilik anlamına gelmediğini göstermeniz gerekmekte.

İngiltere’nin Silikon Vadisi Tech City
Teknoloji şehri projesi Tech City’nin dünyanın en önde gelen teknoloji merkezini oluşturmak için Doğu Londra’da mevcut küme üzerine inşa edilmesine başlandı. Teknoloji şehrinin kurulduğu bu bölge bilindiği üzere Avrupa’nın ve dünyanın en hızlı gelişen sayısal teknoloji şirketlerine de ev sahipliği yapıyor. CBS’e 2007 yılında 280 milyon dolara satılan Last.fm, sosyal medya tarayıcısı ödülünü kazanan Tweetdeck, dünyanın en geniş konser arşivine sahip olan Songkick ve 22 milyon dolara Nokia’ya satılan Dopplr’ın adresleri teknoloji kenti. Küresel büyük teknoloji şirketleri Cisco, Intel ve Google da dahil olmak üzere hükümetin de aktif destek taahhüdü ile Doğu Londra artan bir ivme yaşamaya başladı. Old Street ve Shoreditch çevresinde tomurcuklanan bu yapı Londra 2012 Olimpiyatları öncesinde KOBİ sınıfında teknoloji ARGE’si yapan firmalar için de önemli bir fırsatı beraberinde getiriyor. Kira fiyatlarının Londra’nın geneli düşünüldüğünde çok uygun olacağı belirtilen Tech City’de ortalama 1.000 sterline 30-40 metrekarelik ofisler kiralamak mümkün olacak. Yine büyümeye aday küçük şirketler için oldukça iyi fırsatlar söz konusu. Detaylı bilgi için: (http://www.techcityuk.com/)

İngiltere’de oyun pazarı
Birleşik Krallık Ticaret ve Yatırım Kurumu (UKTI)’ndan uzman Tony Hughes yaptığı sunumda bizlerle Birleşik Krallık’taki oyun sektörünün son durumunu ve Tech City ile ilgili son gelişmeleri paylaştı. Hughes şunları kaydetti: “Pazar dinamiklerine bakıldığına göze çarpan ilk şey güçlü oyuncuların olduğu. Sega, Atari, Sony, EA, Microsoft, T2, Activision, Eidos gibi güçlü firmalar pazarda rekabet halindeler. Gerek Avrupa’da, Amerika’da gerekse Asya’da dikkati çeken ortak veri konsol ve etkileşimsiz oyunların artık pastadaki dilimlerini çevrimiçi ve mobil oyunlara bıraktığı yönünde. 2012-2013 yıllarında da çevrimiçi ve mobil oyunlara olan talep her kıtada artmaya devam edecek gibi görünüyor. Günümüzde konsol oyunları belki de insanlara en keyif veren, en çok eğlendiren platformlar gibi gözükse de konsol oyunlarına yatırım yapmak, çevrimiçi tarafa yapılacak yatırımlardan kat kat riskli. Çünkü konsol oyununda yapılacak hatanın ya da başarısızlığın geri dönüşü yok.
Birleşik Krallık pazarı son yıllardaki cihaz devrimleri ile farklılık yaşamaya başladı. Görülen o ki pazardaki en popüler kişisel oyun geliştirilen platform iPhone olmuş durumda; Apple’ın mobil cihazları üzerinde oyun geliştirenlerin yüzde 52’si kişisel geliştiricilerden oluşuyor, bir zamanların kralı bilgisayarda ise buran yüzde 38’lere kadar gerilerken, PlayStation’da yüzde 36’lık bir paya sahip. Xbox Live Arcade’de ise, yüzde 16’lık bir dilim elde etmiş durumda. İngiltere’de mobil oyuna ve çevrimiçi oyunlara yapılan harcama her yıl biraz daha artarken konsol ve bilgisayar güç kaybetmeye devam ediyor. Örneğin tüketicilerin yüzde 63’ü 2009’de konsollara para harcamışken bu oran 2010’da yüzde 49’a geriliyor. Mobil kısımda ise yüzde 5 olan dilim yüzde 10’a ulaşmış durumda. 2009’da olmayan bir kalem olan Sosyal Medya oyunları ise 2010’da yüzde 4’lük bir dilimle pastaya çeşit kattı. Bunlar böyle bir araya gelince İngiltere’de çevrimiçi ilan büyüklüğü 4,1 milyon sterline ulaştı. Tabi bunda mobil İnternet’in kullanımındaki talebin ve artışın da çok ciddi katkısı var. Mobil oyunların indirilmesi ve etkileşimli olması da bağlantı talebi ile birlikte paralel olarak ilerliyor. Geçtiğimiz yıl Tiny Wings – Andreas Illiger, Angry Birds – Clickgamer.com, Fruit Ninja – Halfbrick Studios, Cut the Rope – Chillingo, Doodle Jump – Lima Sky isimli oyunlar İngiltere’de en çok indirilen ve oynanan oyunlar oldular.
Diğer yandan insanlar bilgisayar ve İnternet vakitlerinin çok önemli kısımlarını sosyal medyada geçirmeye başladılar. Sosyal medya oyun pazarı çok daha fazla insanın bulunduğu bir ortamda pazarda ciddi şekilde yer almaya devam edecek. Özellikle oyun geliştiricilere en büyük tavsiyemiz sosyal mecralara özel hizmetler ve oyunlar geliştirmeleri şeklinde.
İngiltere’de İnternet’te geçirilen zamanın %23’ü mobil ortamda.”

Türkiye büyük oynayacak
Daha önce de belirttiğimiz Türkiye’nin geliştirme şirketleri Peak Games, Duello Games ve RTCO ile birlikte gerçekleştirdiğimiz İngiltere seyahatinde İngiltere’de iş yapmak için gereken tüm ayrıntıları yerinde öğrendik. Oyun pazarı ve sosyal mecradaki yükselişin ne denli hızlı olduğunu ve bunun benzer yansımalarını çok yakında ülkemizde de göreceğimizin farkına vardıktan sonra biz de kaldık oyun ve teknoloji sağlayıcılarımızla baş başa.
Peak Games yöneticisi Hakan Baş’tan bize kendi şirketini, yaptıkları işleri, yakaladıkları başarıları ve hedeflerini anlatmamızı istedik. O da anlattı:
“Biz geçtiğimiz Kasım ayında Okey oyununu satın alarak yola çıktık. Oyunu satın aldığımızda aylık 3,5 milyon kullanıcı kitlesi vardı. 650-700 bin adet günlük kullanıcıya sahipti. Alımdan sonra kullanıcı kitlemizi arttırdık. Reklamlarımızı tamamen Facebook üzerinden gerçekleştirdik. Şu anda günlük 2,5 milyon, aylık ise 12,5 milyonluk bir oyuncu kitlemiz mevcut. Bu toplam 8-9 oyundan elde etmiş olduğumuz rakam. Üç adet kendimizin geliştirmiş olduğu oyuna sahibiz. Bunlar Okey, OkeyPlus ve İkonkız oyunlarımız. Komşu Çiftlik oyunumuz çok beğenildi. Bu oyunumuz en çok ivme kazandığı zamanda, günlük 1 milyon, aylık ise 3,5 milyon tekil kullanıcıya ulaşmıştı.
Gelir modelimiz, oyun içerisindeki ürün satışına dayanıyor. Reklamlardan gelirimiz çok düşük diyebiliriz. Kendimizin geliştirmiş olduğu ödeme sistemi ile satışlarımızı gerçekleştiriyorduk.
1 Temmuz’dan itibaren Facebook’un geliştirmiş olduğu sisteme geçilmiş durumda, fakat bu bizi etkileyen bir durum değil. Oyunlarımızı sunmak için gerçekleştirmiş olduğumuz reklamlar bize çok büyük ivme kazandırdı. Okey oyununu satın aldıktan sonra, bu oyunu geliştirip OkeyPlus oyunumuzu sunduk. OkeyPlus oyunumuz çiple oynanan bir oyun. Çeşitli çip aralıklarında oynanabilen masalar mevcut. İnsanlar sahip oldukları çipleri ya oyun içerisinde kazanarak arttırıyorlar ya da daha yüksek masalarda oynamak istiyor iseler, gerçek para ile çip satın alıyorlar. Hiçbir oyunumuzda direk nakit çıkışı bulunmuyor. Zaten bu uygulama Türkiye’de yasak. Çip satın alınmasında etkili olan şeylerin; kullanıcının arkadaşı ile yarış halinde olması veya daha hızlı ilerlemek isteği olduğunu söyleyebiliriz. Çip satın alımı konusunda da çok dikkatli davranıyoruz. Şüpheli bir alım gerçekleştirildiğinde bize bir uyarı mesajı geliyor. Bunun üzerine müşteri temsilcimiz kullanıcıyı arayıp onay alıyor.
Biz masaüstü oyunlarında ve bölgesel anlamdaki çalışmalarımızda çok güçlüyüz.
Sürekli olarak reklam çalışmaları gerçekleştiriyoruz ve Türkiye ve yurtdışında stüdyo kurmayı planlıyoruz. Türkiye’de oyun geliştirilebileceğini dünyaya kanıtlamaktayız. 6 ay içerisinde sesimizi çok fazla duyurduğumuz inancındayım. Ve bu konuda da Türkiye’de tek olduğumuzu söyleyebilirim. Tabi çeşitli firmalar da mevcut ama kendimize rakip gördüğümüz bir yapılanmanın olmadığını düşünüyorum. Sektörde bulunan bu yapıdaki firmalar ile de, gerek yurt içi gerekse yabancı kaynaklı olsun, piyasanın büyümesi adına bilgi alışverişi gerçekleştirmekten kaçınmıyoruz.”

Duello Games
Duello Games mobil oyun üreten bağımsız bir oyun şirketi. Benan Arıgil ve Ercan Çalışkan tarafından Mayıs 2010 yılında kurulmuş. İstanbul’da bulunan şirket yoluna 5 kişilik bir ekiple devam etmekte. Şirketin ilk oyunu iSlash dünya çapında başarı yakalamış ve 5 milyondan fazla kere indirilmiş durumda. Bir iPhone/iPad oyunu olan iSlash, pek çok oyun sitesi tarafından haftanın oyunu seçilmiş, Japon AppStore'da en iyi oyunlar arasında gösterilmiş ve aynı anda 50 ülkede bir numaraya yükselmiş. Oyunun Android sürümü de üretim aşamasında olup yakın zamanda Android Market'te yerini alacak. Şirket şimdilik mobil oyunlar yapsa da gelecekte Kinect, Move gibi ileri teknoloji platformlarında da oyunlarını yayınlamayı planlamakta. Uzun vadede her platforma oyun yapabilen bir oyun şirketi olmayı hedeflemekte. (www.duellogames.com)

RTCO
RTCO, telekomünikasyon, finans ve yeşil enerji sistemleri için yenilikçi yazılım yoğun sistemler geliştirmek için 2010 yılında kurulmuş bir teknoloji şirketi. Ana odak alanı, dağıtılmış veri toplama / birleştirme yetenekleri ile yapay öğrenme yöntemleri tarafından desteklenen gerçek zamanlı/gerçek zamanlıya yakın çözümler. Şu anda çok uluslu şirketler ile araştırma ve geliştirme faaliyetleri yürütmekte. Özellikle telekomünikasyon sektörüne yönelik karmaşık olay işleme amaçlı gerçek zamanlı platformlar geliştiriyor. Aynı zamanda RTCO'da finansal piyasalar ve akıllı şebeke teknolojisi ile birlikte enerji sektöründe çalışmalar da yürütüyor.